Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/21220 E. 2015/12494 K. 26.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21220
KARAR NO : 2015/12494
KARAR TARİHİ : 26.10.2015

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “dava konusu taşınmaza yakın bulunan Kelebek Vadisinin ülkemizin jeolojik ve doğal peyzajında ender görülebilen bir yapı özelliğine sahip olduğu, 2863 sayılı Kanunun 3. maddesinin Tanımlar başlıklı (a) bendinin ikinci fıkrasına göre; tabiat varlıkları “….ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde, yer altında, veya su altında bulunan değerlerdir.” şeklinde tanımlandığı, Kelebekler Vadisi ve bu bölgede yaşayan Arslan Kelebeği’nin de bu anlamda tabiat varlığı olduğu, aynı Kanunun 5. maddesine göre; tabiat varlıkları devlet malı niteliğindedir. 2863 sayılı Kanun’un 6. maddesinin son fıkrasındaki örneklerden hareketle dava konusu taşınmazları çevresiyle birlikte bir bütün olarak ele alıp aynı kapsamda değerlendirmenin mümkün olduğu, 2863 sayılı Kanunda 22.05.2007 tarihinde 5663 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin mutlak manada birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarıyla, birinci ve ikinci derece arkeolojik olanların dışındaki taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılacağı anlamına gelmediği, Kelebekler Vadisi’ni de içine alan bu bölgede Uluslararası Doğayı Koruma Birliğince tanımlanan nesli tükenmekte olan bitki ve hayvan türlerinin yaşadığı, bu tür kültür ve tabiat varlıklarını barındıran alanlara verilen tahribatın hiçbir zaman geri dönüşü olmayacağından, söz konusu alanlardaki taşınmazların tek tek değil çevresiyle birlikte bir bütün olarak değerlendirilip korunarak bir sonraki kuşaklara devredilmesi gerektiği, açıklanarak tüm bu açıklamalara göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Ferruh vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve kesin bozmaya uyulmakla oluşan müktesep hak ihlal edilemeyeceğine

göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.