Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/20961 E. 2015/9746 K. 07.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20961
KARAR NO : 2015/9746
KARAR TARİHİ : 07.09.2015

MAHKEMESİ : SAMSUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda ….. adına kayıtlı bulunan eski 110 ada 8 parsel sayılı 4.408 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla ve 5.523,17 metrekare yüzölçümlü olarak; …. adına tapuda kayıtlı bulunan eski 110 ada 31 parsel sayılı 10.518 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla ve 8.690,71 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Sadet ve … uygulama kadastrosu sonucunda kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalıya ait 110 ada 8 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda … yönünden taraf ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, davacı … . davasının kabulüne ve çekişmeli 110 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 09.07.2014 tarihli fen bilirkişileri raporunda (A) harfiyle gösterilen 1685 metrekarelik bölümün ifrazıyla tapu kaydının iptaline, davacıya ait 110 ada 31 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle taşınmazın 10.375,71 metrekare yüzölçümlü, davalıya ait 110 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ise 3.838,17 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ….. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davaya konu taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında düzenlenen paftasındaki sınırları ile 3402 sayılı Yasa’nın 22-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu çalışmaları sonucunda düzenlenen paftasındaki sınırlarının birbirine uyumlu olmadığı ve aradaki yüzölçümü faklılığının tapulama paftasındaki sınırlara uyulmamış olmasından kaynaklandığını belirten fen bilirkişi raporuna, atıf yapılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Uygulama kadastrosu, teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi amacıyla yapılmakta olup, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir. Somut olayda uyuşmazlık, uygulama kadastrosu sonrasında dava konusu 110 ada 8 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümündeki artışın, davacı … ait 110 ada 31 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı noktasındadır. Mahkemece, tesis kadastrosuna ait kadastro paftası ile uygulama kadastrosu paftasının çakıştırılmasıyla yetinilmiş, denetime imkan vermeyen soyut içerikli ve dava konusu taşınmazların artış ya da azalışlarının nedeni üzerinde durulmayan yetersiz fen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Bu tür eksik inceleme, araştırma ve uygulama ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece öncelikle denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosuna ait orijinal ölçü krokisi, ilk tesis kadastrosunun yapıldığı tarihlere en yakın hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritalarda değişiklik yapan ifraz haritaları, hükmen tescil edildiği anlaşılan dava konusu parsele ilişkin hüküm dosyası ve eki olan haritalar, uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında tesis kadastrosuna ait kadastro paftaları ile uygulama kadastrosu paftası çakıştırılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler, hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve memleket haritaları ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişi raporunda, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların yüzölçümleri ya da sınırları itibariyle zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar bilimsel yöntemlerle açıklanmalı; raporda, “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılara yer verilmelidir. Ayrıca fen bilirkişisinden, birincisi “ortofoto üzerinde tesis kadastrosuna ait harita ile uygulama haritasını ada bazında”, ikincisi “çekişmeli taşınmazlar ve komşularını daha büyük ölçekle kapsar bazda” ve üçüncüsü ise “tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların zeminini çakıştırır bazda” en az üç adet harita düzenlemesi ve uygulama haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir harita tanzim edilmesi istenmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmamış, bilimsel verilerle desteklenmeyen ve denetime imkan vermeyen yetersiz fen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz fen bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı … temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
07.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.