Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/20767 E. 2015/13808 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20767
KARAR NO : 2015/13808
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında… Mahallesi çalışma alanında bulunan 365 ada 13 ve 14 parsel sayılı 1.884,17 ve 15.313,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar 365 ada 9 ve 11 parsel sayılı taşınmazların miktar fazlası olarak tarla vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar Sabri ve …, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 365 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazların 1/2 payla davacılar … ve … adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 365 ada 14 parselin komşusu olan 365 ada 9 parsele 27.10.1981 tarih 201 sıra nolu tapu kaydının uygulandığı, 14 nolu parselin bu tapu kaydının miktar fazlası olduğu, yine 365 ada 13 nolu parselin komşusu olan 365 ada 11 parsele 27.10.1981 tarih 202 sıra nolu tapu kaydının uygulandığı, dava konusu 14 parselin bu tapu kaydının miktar fazlası olduğu, mahalli bilirkişilerin beyanlarında dava konusu taşınmazların bahsi geçen 365 ada 9 ve 11 parsel nolu taşınmazlarla bir bütün olarak davacının zilyetliğinde olduğunu, tarım amaçlı kullanıldığının belirtildiği, tapunun ihdas tarihi olan 27.10.1981 tarihinden taşınmazların tespit tarihi olan 2009 yılına kadar gerekli olan 20 yıllık zilyetlik süresinin dolduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. 6100 sayılı HMK’nın l. ve 114. maddeleri uyarınca görev hususunun kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gerektiği kuşkusuzdur. Kadastro mahkemeleri 3402 sayılı Yasa’nın 11. ve 26/B maddeleri uyarınca 30 günlük askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davalarında görevli olup askı ilanından sonra açılan davalarda ise aynı Yasa’nın 12. maddesi uyarınca genel mahkemeler görevli bulunmaktadır. Somut olayda; çekişmeli taşınmazın tutanağı 10.04.2009 tarihinde askıya çıkarılmış olup yasal 30 günlük süre askı ilanına çıkartıldığı gün sayılmadan 10.05.2009 tarihinde dolduğu, ancak tespit tutanağının son günü pazar gününe geldiği için son günün askı süresi 11.05.2009 olarak belirtildiği halde 30 günlük süreden sonra 12.05.2009 tarihinde dava açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle kadastro tutanağı kesinleşmiş olup; davada, Kadastro Mahkemesi görevli değildir. Mahkemece bu yön göz önünde bulundurularak dava hakkında mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken, görevli mahkemece değerlendirilmesi gereken hususlara ilişkin gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.