YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20519
KARAR NO : 2015/15108
KARAR TARİHİ : 08.12.2015
MAHKEMESİ: KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2014
NUMARASI : 1992/5-2014/13
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ….Köyü çalışma alanında bulunan 513, 514, 515, 516, 517 ve 524 parsel sayılı sırasıyla 82400, 14400, 7000, 2450, 1103 ve 55350 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olsa da, davalı olduğu bildirilmediğinden 514 parsel sayılı taşınmaz irsen intikal, taksim, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibe nedeniyle …. Köyü Tüzel Kişiliği adına, 513, 515, 516, 517 ve 524 parsel sayılı taşınmazlar vergi kaydı, irsen intikal, taksim, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle …… ve arkadaşları adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine tarafından davalılar …… ve arkadaşları aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası ile bu dosya ile birleştirilen davacılar …. ve arkadaşlarının davalı Hazine aleyhine açtıkları tescil davası davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesince verilen önceki tarihli hüküm 7. Hukuk Dairesinin 08.11.1979 tarih ve 1979/9505-10346 sayılı ilamıyla “tapulama tespiti sırasında taşınmazlar genel mahkemede davalı olduğundan tespitlerin kesinleştiğinden söz edilemeyeceği belirtilerek mahallinde keşif yapılarak genel mahkemeden gelen davanın kapsamının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; çekişmeli 514, 515, 516, 517 ve 524 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davanın reddine, taşınmazların tespit gibi tescillerine, çekişmeli 513 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının iptaline, 30.05.2014 havale tarihli fen bilirkişilerinin sunmuş olduğu rapor ve ekli krokisinde 3 ve 4 nolu kesitlerin toplamı olan (C) harfi ile işaretli 16.200,00 m2 olarak gösterilen kısmın son parsel numarası verilerek Hazine adına tesciline, (B) harfi ile işaretli yaklaşık 2150 m2 olarak gösterilen kısmın yol olarak tesciline, (A) harfi ile işaretli yaklaşık 64.050,00 m2 olarak gösterilen kısmın (1, 2 ve 5 nolu kesitlerin toplamı) 513 nolu parsel olarak tespit (513 nolu parsel tutanağı tespiti) malikleri adına tesciline, bu kısmın üzerindeki ekili ürünler, ağaç vs. ürünlerin tüm tutanak maliklerine, bunlardan ölmüş olanların mirasçılarına ait olduğu hususunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine toplanan delillere, kararda belirtilen gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; dava genel mahkemeden aktarılan dava niteliğinde olup, kadastro tutanaklarının malik hanesi boştur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde bir karar vermek zorundadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazlar üzerinde ……. ve arkadaşlarının zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tespit tarihinden önce Asliye Hukuk Mahkemesinde Hazine tarafından davalılar …… ve arkadaşları aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davası ile Tayfur Sivri ve arkadaşlarının davalı Hazine aleyhine açtıkları tescil davası bulunmaktadır. Kural olarak, kadastro tespiti sırasında taşınmaz genel mahkemede davalı ise malik hanesi boş bırakılır. Malik hanesi boş bırakılan taşınmazlarda mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca yapılacak araştırma sonucunda gerçek hak sahibinin belirlenmesi gerekir. Somut olayda her ne kadar aktarılan dava dikkate alınmaksızın taşınmazların malik haneleri doldurulmak suretiyle kadastro tespiti yapılmış ise de; çekişmeli taşınmazlar üzerinde yapılan keşifte Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava kapsamında kaldıkları anlaşıldığına göre taşınmazların malik hanesi hukuken açık olduğu gibi, yapılan kadastro tesbiti ve kadastro komisyonunca yapılan malik belirleme işleminin de hukuki değeri bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece malik hanesi boş olduğundan tespit gibi tescile karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün infazı mümkün bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.