Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/20362 E. 2015/9870 K. 08.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20362
KARAR NO : 2015/9870
KARAR TARİHİ : 08.09.2015

MAHKEMESİ : YENİŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu …. Köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 46, 118 ada 24, 119 ada 13, 121 ada 96, 97 ve 98 parsel sayılı sırasıyla 1.142.97, 1.020.65, 1.448.74, 3.378.77, 1.632.11 ve 2.364.39 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla …… adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …., miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 113 ada 46, 121 ada 96, 97 ve 98 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde Dava konusu 113 ada 46, 121 ada 96, 97 ve 98 parsel sayılı taşınmazlar kadastro sırasında muris Mehmet’in torunları olan…adına tespit edilerek kesinleşmiş ve tapu kaydı oluşmuştur. Davalılar .. olduğuna göre, tapu malikleri … murisin terekesine göre 3. kişi konumunda olup, mirasçı sıfatları bulunmamaktadır. Davacı tarafça taşınmazların, terekeye dahil elbirliği halinde mülkiyete tabi olduğu iddia edildiğine ve bu durumda mirasçıların belirlenmiş paylarından söz edilemeyeceğine göre 3. kişiye karşı açılan davada bir mirasçının, miras payının adına tescili istemi ile dava açması mümkün bulunmamaktadır. Davacı miras payına yönelik olarak dava açmış olup usulüne uygun bir ıslah yaparak talebini tereke adına tescil istemi olarak değiştirmediğine göre davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile esasa ilişkin hüküm kurulması isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 2 numaralı bendinin ilk cümlesi olmak üzere “davacının 113 ada 46, 121 ada 96, 97 ve 98 parsel sayılı taşınmazlara karşı ….. aleyhine açmış olduğu davanın usulden reddine,” sözcüklerinin eklenmesine, 113 ada 46, 121 ada 96, 97 ve 98 parsel sayılı taşınmazlara yönelik hükmün ve gerekçenin DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA,
2- 118 ada 24 ve 119 ada 13 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece davalı … ile davacının murisi …. Küçük arasında muris evvelleri … kalan gayrimenkullerin miras paylaşımı şeklinde paylaştırıldığı, muris …. ölümü üzerinden 30 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen davacının murisi … davalı … karşı herhangi bir talepte bulunmadığı, … ölümünden kadastro tarihi olan 2007 yılında davalının taşınmazlara nizasız fasılasız ve malik sıfatı ile zilyet olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece usulüne uygun bir taksim araştırması yapılmamış, 30 yıllık kullanımın paylaşıma karine olduğu kabul edilmiş, bu kullanımın insan ömrünü aşan kullanım olamayacağı göz ardı edilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için murisin kız çocuklarına verildiği iddia olunan taşınmazı bildirmeleri istenerek tutanak sureti getirtilmeli, miras bırakan… ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmaz mallar belirlenip, kadastro tutanaklarının örnekleri dosya içine getirtilerek mahallinde yeniden keşif yapılmalı; keşfe katılacak yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, miras bırakan … sağlığında çocukları arasında bir paylaştırma yapıp yapmadığı veya ölümünden sonra terekesinin tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği, varsa her bir mirasçının payına hangi taşınmazların düştüğü, bu taşınmazların tutanakları getirtilerek akibetlerinin ne olduğu, kadastro sırasında kimler adına tespit edildikleri, taşınmaz almayan mirasçısı varsa miras payına karşılık ne aldığı gibi hususlar tek tek sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri, dosyaya getirtilecek parsel tutanaklarının içerikleri ile denetlenmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.