YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20031
KARAR NO : 2015/14746
KARAR TARİHİ : 03.12.2015
MAHKEMESİ:1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2014
NUMARASI : 2010/995-2014/638
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro Müdürlüğü’nce …….’nın talebi üzerine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sırasında …..beldesi ….Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda paylı olarak davacı …… adına kayıtlı olan 121 ada 15 parsel sayılı 1.421,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1.363,31 metrekare olarak, ….. Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davalı ….. adına kayıtlı olan 140 ada 3 parsel sayılı 2.455,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 2.513,98 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenmiş ve bu doğrultuda tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı ….., düzeltme işlemi sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalıya ait taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Muahrrem Turhan tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Yasa’nın 41. maddesi çerçevesinde Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi gereğince kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ile bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası düzeltilebilir. Düzeltme işlemi ile kadastro tespiti sırasında kesinleşen mülkiyet durumunu değiştirecek şekilde uygulama yapılamaz. Mülkiyet aktarımına neden olan hatalar için çözüm açılacak tapu iptal ve tescil davasıdır. Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş düzeltme kararının usul ve yasaya uygunluğu ile uygulanma kabiliyeti bulunup bulunmadığını denetlemekten ibaret olup, taraflar arasındaki fiili sınıra göre düzeltme işlemi tesisi değildir. Mahkemece, dosyaya ibraz edilen fen bilirkişi raporu esas alınarak düzeltme işleminin yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Hükme esas fen bilirkişi raporunda taşınmazlara ait tesis kadastrosu ölçü ve sınır krokisi, taşınmazların bulunduğu çalışma alanlarına ait sınır krokileri, taşınmazlar hakkındaki 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/36-295 sayılı kesinleşmiş men’i müdahale kararına esas kroki, halihazır zeminin fiili durumu, düzeltme kararına esas sınırlar çakıştırılmamış, düzeltme kararının isabetli olup olmadığı hususunda görüş bildirilmemiş, yalnızca taraf tanıklarının bildirdikleri sınırlar haritasında gösterilmekle yetinilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bu rapor 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. madde uygulamasına ilişkin “Kadastro Sırasında veya Sonrasında Yapılan İşlemlerle Geometrik Durumları Kesinleşmiş Olan Taşınmazlarda Ölçü, Sınırlandırma, Tersimat ve Hesaplamalardan Doğan Hataların Düzeltilmesine İlişkin” Yönetmelik hükümlerine de uygun bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle keşifte uygulanması zorunlu bulunan denetime veri teşkil edecek, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, çekişmeli taşınmazlara ait ölçü krokisi, çizelgesi ve……Köyü ile …..-…….a Mahallesi çalışma alanları sınır krokileri ile hava fotoğrafları, ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilmelidir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, teknik bilirkişiden düzeltme işlemine esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak düzeltme işleminin denetlemesi istenmelidir. Teknik bilirkişi raporunda, ilk tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, düzeltme işlemi sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, düzeltme işleminde hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar ve “düzeltme işlemi ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılar yer almalı; ayrıca birincisi, ortofoto üzerinde ilk tesis kadastrosuna ait harita ile düzeltme haritasını ada bazında, ikincisi çekişmeli taşınmazlar ve komşularını kapsar bazda ve üçüncüsü ise ilk tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların zeminini ve Sarıkaya Köyü ile Ormanlı beldesi Sarıkaya Mahallesi çalışma alanları sınırlarını çakıştırır bazda en az üç adet harita düzenlenmesi ve düzeltme haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir harita tanzim edilmesi istenmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.