Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/19929 E. 2014/14228 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19929
KARAR NO : 2014/14228
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : GÖLE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2013
NUMARASI : 2007/152-2013/62

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında …… Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 737 parsel sayılı 234.407.51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı H.. P.. irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine; çekişmeli 102 ada 737 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı H.. P.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli 102 ada 737 parsel sayılı taşınmaz “ham toprak” vasfı ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı H.. P..; çekişmeli taşınmazın bir bölümünün atalarından kendisine taksimen intikal ettiği ve kendisinin kullanımında olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece; dava konusu bölümünün öncesinde davacının babası ve sonrasında ise davacı tarafından otları biçilmek suretiyle kullanıldığı, bu kullanımın ekonomik amaca uygun bir kullanım olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme yetersiz, değerlendirme ise hatalıdır. Mahkemece davacının iddiasının değerlendirilmesi bakımından taşınmaz başında üç kez keşif yapılmış beyanına başvurulan mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanıklar ağırlıklı olarak; dava konusu bölümün öncesinde davacının babası, ölümüyle de davacı tarafından otu biçilmek suretiyle kullanıldığını söylemişlerdir. Yapılan ilk keşfe iştirak eden ziraatçi bilirkişi S. E. 08.01.2009 havale tarihli raporda; taşınmazın çayır vasfında olduğunu, ikinci keşfe iştirak eden ziraatçı bilirkişi Y. Ö. 25.07.2009 tarihli raporda; taşınmazın bitki örtüsü ve toprak yapısından uzun yıllar önce işlenmek suretiyle kullanıldığını, son beş yıldır nadasa terk edildiğini bildirmişlerdir. Kadastro Mahkemesi’nde yapılan üçüncü keşfe iştirak eden ziraatçi bilirkişi A. B. ise 14.03.2013 tarihli raporda; taşınmazda 20 yılı aşkın süredir tarımsal faaliyet yapılmadığını, imar-ihya edilmediğini ancak otunun biçilmesi suretiyle kullanıldığını açıklamıştır. Toplanan delillere göre uyuşmazlık; dava konusu bölümün kamu malı niteliğinde bir yer mi yoksa özel çayır vasfında mı olduğu noktasında toplanmaktadır. 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 3/c maddesinde; “Çayır: Taban suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli, yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanılan yer” olarak tanımlanmıştır. Çayır niteliğindeki taşınmazlar özel mülkiyete konu olabilecek nitelikteki yerlerdendir. Zilyedin uzun süre taşınmazın otlarını biçip bunları hayvan yetiştiriciliğinde kullanarak ekonomik yarar sağlayacak biçimde değerlendirmesi zilyedin bu yer de malik sıfatıyla zilyet olduğu sonucunu doğurur. Mahkemenin, davacının taşınmazın otunu biçmek suretiyle kullandığı ancak bu kullanımın ekonomik amaca uygun olmadığı yönündeki değerlendirmesi belirtilen nedenlerle doğru değildir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan yerel bilirkişilerle, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile teknik fen bilirkişisi huzuruyla keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında mahalli bilirkişi ve tanıklardan dava konusu bölümün öncesinin ne olduğu, kimden kime intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri ne şekilde kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, tespite aykırı bir sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri dinlenerek bu çelişki de giderilmeli, teknik fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, 3 kişilik uzman ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın öncesini, mevcut niteliğini ve taşınmazın farklı yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da ihtiva eden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen ilkelere aykırı şekilde yetersiz araştırma, inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davacı H.. P.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.