YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1966
KARAR NO : 2014/13513
KARAR TARİHİ : 20.11.2014
MAHKEMESİ : SİVAS KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2010/22-2013/27
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … Köyü çalışma alanında bulunan 314 ada 2 parsel sayılı 3.969,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle H.. S..oğlu G.. Ş.. adına tespit edilmiş; tutanağın beyanlar hanesinde, krokisinde (A) harfi ile gösterilen binanın aynı ada 5 parsel sayılı taşınmaza 13,14 m2 tecavüzlü olduğu gösterilmiştir. Davacı H.. H.. vekili, yasal süresi içinde çekişmeli taşınmazın mera olup davalı adına edinme koşullarının oluşmayacağı gibi davalının babasının taraf olduğu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/388 Esaslı dosyasında verilen kararın aleyhe hüküm oluşturacağı iddialarına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli parselin mera niteliğinde özel siciline kaydına, üzerindeki yapıların G.. Ş.. tarafından kullanıldığının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı H.. H.. vekili ile davalı G.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmaz tahsisli mera paftasının dışında kalıyor ise de toplanan delillere göre öncesinin mera olduğu, davalının ve daha öncesinde de murislerinin tecavüzleri sonucunda köy içi arsaya dönüştüğü, meraların zilyetlik yolu ile kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dosya içinde bulunan belgeler ve ekli dava dosyalarına göre çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede 4753 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışma sonucunda mera olarak tahsis edilen taşınmazlar bulunduğu gibi, davacının babası H.. S.. Ş…ile kardeşi M.. Ş..’in ile H.. H.. arasında tescil, tapu iptali ve tescil ve elatmanın önlenmesine ilişkin davaların görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu davalarda ulaşılan sonuçlar, eldeki dosyada taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözümlemek için önem taşımaktadır. Ancak; mahkemece fen bilirkişisinden mera tahsis haritası ile kadastro paftasını ölçekleri eşitlenmiş şekilde çakıştırmalı şekilde gösteren harita üzerinde kadastro tespit gününden önce H.. S.. Ş.. ve M..Ş..’in taraf oldukları davalarda davaya konu olan bölümleri gösteren rapor alınmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için; bölgeye ait tüm hava fotoğrafları dosya içine getirtildikten sonra; komşu köylerde oturan ve davada yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tarafların aynı nitelikteki kişiler arasından bildirecekleri tanıkları, tüm tespit bilirkişileri, üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ile fen bilirkişisi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılarak taşınmazın mera tahsis kararı ve haritalarının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli jeodezi veya fotogrametri uzmanı bilirkişiden bölgeye ait hava
fotoğrafları üzerinde yöntemince stereoskopik inceleme yapılarak çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, ilk olarak ne zaman ve ne şekilde kullanılmaya başlandığı, kullanımın nasıl ve ne şekilde sürdürüldüğü hususlarında; keşfe katılacak ziraatçı bilirkişi kurulundan ise, çekişmeli taşınmazın önceki ve güncel tarımsal niteliğini bildiren, çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini irdeleyen toprak yapısı, eğim ve bitki deseni yönlerinden komşu taşınmazlarla mukayeseli değerlendirmeyi içeren ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın niteliğinin öncesinin ne olduğu, mera olup olmadığı, ilk olarak kim tarafından ve ne şekilde kullanılmaya başlandığı, kullanımın kimden kime ve ne şekilde geçtiği ve nasıl sürdürüldüğü gibi hususlar tek tek olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli; tespit tutanağının edinme sebebinde bildirilen olaylara aykırı sonuçlara ulaşılması halinde de, tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalıdır. Keşfe katılacak fen bilirkişisinden; yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir, yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar ile uzman bilirkişilerce gösterilen bölümlerin işaretlendiği; kadastro paftası ile bölgeye ait mera haritasını, davacı H.. H..nin dayanağını oluşturan tapu kaydının dayanağını oluşturan tescil haritasını ve dava dosyası ekinde bulunan önceki dava dosyalarında hükme dayanak oluşturan krokileri farklı renklerde çakıştırmak şekilde gösteren ve açıklayan ayrıntılı rapor alınmalıdır.
Taşınmazın, öncesinde kadim mera olsa bile tahsis dışında kaldığının saptanması halinde Toprak Tevzi Komisyonlarının çalışma yaptıkları yerlerdeki meraların niteliğini değiştirme yetkisine sahip olmaları nedeniyle tahsis kararının kesinleştiği tarihte tahsisin dışında kalan taşınmazların mera niteliğinin kalkacağı göz önüne alınarak ve önceki davaların sonuç ve etkileri de gözetilerek, tahsis tarihinden kadastro tespit tarihine kadar davalı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı tartışılıp değerlendirilmelidir. Çekişmeli bölümün, kadim mera olmamakla birlikte mera tahsis haritasının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde de, mera tahsis kararından sonraki zilyetliğe değer verilemeyecek olmakla beraber 3402 sayılı Yasa’nın 46/1. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak tahsis tarihine kadar; taşınmazın kadim ya da tahsisli mera olmadığının saptanması halinde ise kadastro tespit tarihine kadar davalı veya önceki zilyetleri yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde de öngörülen edinme koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; çekişmeli bölümün, kadim mera olup aynı zamanda mera tahsis haritasının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde ise davanın reddi gerekeceği düşünülmelidir.
Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; mera olduğu kabul edilerek özel siciline kaydına karar verilen çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı tarafça yapıldığı anlaşılan muhdesatın kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesinde de isabet bulunmamaktadır. Tarafların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.