Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/19589 E. 2015/9940 K. 08.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19589
KARAR NO : 2015/9940
KARAR TARİHİ : 08.09.2015

MAHKEMESİ : KARS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2014
NUMARASI : 2011/542-2014/240

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu H. Köyü çalışma alanında bulunan 154 ada 14 parsel sayılı 19.541,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz toprak tevzi komisyonu tarafından Hazine adına belirtmesinin yapıldığından söz edilerek tarla niteliği ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı M.. T.. kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın davacının eşi Yeter’e intikal ve paylaşma yoluyla kaldığı, ancak davacının çekişmeli taşınmazın kendisine ait olduğunu ispat edemediği gerekçe gösterilerek karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Dinlenilen bir kısım davacı tanıkları çekişmeli taşınmazın davacının eşi Yeter’e, yapılan taksim sonunda babasından kaldığını, davacının taşınmazı 40-50 yıldır kullandığını belirtmişler; davacının eşi olan Yeter mahkemeye sunduğu 01.07.2013 tarihli dilekçesi ile davacı eşinin açtığı davaya muvaffakat ettiğini ve taşınmazı davacıya devrettiğini bildirerek davacı adına tapu kaydı oluşturulmasını istemiştir. Mahkemece davacının eşi Yeter’e ait bu dilekçe içeriğindeki beyan karşısında taşınmazın davacıya devrinin tespit tarihinden önce mi yoksa sonra mı gerçekleştiği araştırılmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için taşınmaz başında fen bilirkişisi, davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları eşliğinde keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmaz üzerinde davacı zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazın zilyetliğinin davacının eşi Yeter tarafından davacıya devredilip edilmediği, devredilmiş ise devir tarihinin tespit tarihinden önce mi yoksa sonra mı olduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye elverişli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.