Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/19434 E. 2015/10254 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19434
KARAR NO : 2015/10254
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ : DARENDE KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “çekişme konusu taşınmazın bulunduğu bölgede Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalarla ilgili tüm belgelerin getirtilerek taşınmazın 1957 yılında mera olarak tahsis edilen alan içerisinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, tahsisli mera içerisinde kaldığının anlaşılması halinde, öncesinin kadim mera olup olmadığının usulünce araştırılması, bundan sonra davacı tarafın tutunduğu 1936 tarih ve 202 ve 203 tahrir numaralı vergi kayıtlarının kapsamının ve davacılar murislerinin 1957 yılından geriye doğru 20 yıllık zilyetliklerinin bulunup bulunmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenerek vergi kayıtlarının gayri sabit hudutlu oldukları ve miktarı ile sınırlı bulundukları da göz önünde bulundurulmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişme konusu 198 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 10.06.2014 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) ve (C) harfleri ile gösterilen 2.296,70 ve 2.387,94 metrekare yüzölçümündeki bölümlerin davacı …. murisi … mirasçıları, (D) ve (E) harfleri ile gösterilen 3.682,11 ve 10.005,15 metrekare yüzölçümündeki bölümlerin davacı ….. murisi ….. mirasçıları, (B) harfi ile gösterilen 11.797,33 metrekare yüzölçümündeki bölümün 1/2 paylı olarak davacılar murisleri Mehmet Korkmaz ve ….. mirasçıları adına tapuya tesciline, kalan bölümlerin tespit gibi mera vasfı ile tescil harici bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/B maddesi uyarınca “mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır. Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler.” Somut olayda, dava konusu 198 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A), (B), (C), (D), (E) harfleri ile gösterilen bölümleri çıktıktan sonra kalan bölümlerinin “mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydına” karar verilmek gerekirken “tespit gibi mera vasfıyla tescil harici bırakılmasına” dair hüküm kurulması isabetsiz ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 2. bendinin 2. paragrafının son satırında yazılı “mera vasfı ile tescil harici bırakılmasına” sözcüklerinin hükümden çıkarılarak yerine “mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydına” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 10.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.