Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/1940 E. 2014/4086 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1940
KARAR NO : 2014/4086
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

MAHKEMESİ : KİRAZ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2012
NUMARASI : 2009/7-2012/8

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden E.. G.. vs. vekilleri Avukat F.Y. ve Avukat F. S. geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelen tarafın yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında B. Köyü çalışma alanında bulunan . ada 1, 2; . ada 7; . ada 4; . ada 4; . ada 1; . ada 2 parsel sayılı 4667.84, 978.89, 3334.72, 16802.81 ve 3957.56, metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan, 236 ada 1, 2; 232 ada 7 sayılı parseller irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle verasette iştirak şeklinde M. K. mirasçıları F.. K.., D.. G.., E.. G.. adına; . ada 4, . ada 4, . ada 1, . sayılı parseller hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Mehmet kızı E.. G.. adına tespit edilmiştir. Davacı D.. G.. ve T.. K..; taşınmazların ortak kök muris Mehmet oğlu İ. K.tan intikal ettiği, taksim edilmediği iddiası ile 1/2 payın İsmail oğlu M. K., 1/2 payının da H.. K.. mirasçıları adına tescil istemi ile dava açmıştır. Yargılama sırasında H.. K..’un diğer mirasçıları aynı nedenle davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişme konusu 253 ada 4; 254 ada 1; 258 ada 2; 240 ada 4; 236 ada 1, 2; 232 ada 7 sayılı parsellerin İsmail Kurt mirasçıları adına veraset ilamındaki paylar oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar E.. G.. ve F.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların kök muris İ. K.’tan kaldığı, kök muris İ. K.’tan intikal eden ve oğlu H.. K..’un zilyetliğinde bulunan yere ilişkin Kiraz Sulh Hukuk Mahkemesinin 02.07.1996 tarih ve 1996/91-143 Esas, Karar sayılı ilamı ile diğer mirasçı M. K. tarafından H.. K.. mirasçılarına karşı ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, kadastro tespiti 2008 yılında yapıldığına göre, muris M. K. ile H.. K.. arasındaki paylaşım kadastro tespitine kadar devam etmediği bu itibarla kök muris İ. K. terekesine yönelik rızai ve geçerli bir paylaşımın yapılmadığı, bu nedenle muris M. K. ve kök muris İsmail’in eşi E. K.’un dava konusu edilen taşınmazlara yönelik olarak yaptıkları satış ve bağışların geçersiz olduğu, 3. kişi olan Z. K.’dan 15.03.1978 tarihli senetle muris M.K.’a satış yapıldığı iddia edilmiş ise de, senedin zemine uymadığı satışın da doğrulanmadığı gibi, tüm taşınmazların kök muris İsmail’den kaldığı belirtildiğinden, taşınmazların kök muris İ. K.’un mirasçıları adına tescili gerektiği kabul edilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Zira dava konusu taşınmazların kimden geldiği, kök muris İsmail’den mi, murisin eşi Esma’dan mı geldiği, yoksa 3. kişiden mi satın alındığı hususu kesin olarak belirlenmemiş, bu yöndeki çelişkili beyanlar da giderilmeden hüküm kurulmuştur. Davacılar, taşınmazların 1925 yılında ölen kök muris İsmail’den mirasçısı M. K. ile H.. K..’tan kaldığı, aralarında sözlü olarak anlaşarak Başaran köyündeki dava konusu taşınmazları M. K.un, A. köyündeki yerleri ise H.. K..’un kullandığını, ancak M. K.un H.’in kullandığı yere açtığı ortaklığın giderilmesi davası ile ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilerek aradaki anlaşmanın bozulduğu, M. K.’un kızı davalı E.. G..’ye yaptığı bağışın da geçerli olmadığını ileri sürmüşlerdir. Mahkemece izale-i şuyu davası nedeniyle taksimin bozulduğu kabul edilmiş ise de; bu davaya konu edilen mirasçı Hüseyin’in kullandığı söylenen A. Köyü’nün 15 sayılı parselinin kök muris İsmail’in eşi E. K. adına tespit ve tescil edilmiştir. Bu parsele karşı dava konusu taşınmazları kullanan mirasçı M. K. tarafından izale-i şuyuu davası açıldığı ve tespitten önce taşınmazın satış suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verildiği anlaşılmış ise de; bu taşınmazın İsmail terekesine mi dahil olduğu yoksa Esma’nın kendi malı mı olduğu tam olarak anlaşılamamaktadır. Tarafların dayandığı satış ve bağış senetlerinin zemine tam ve doğru olarak uygulanmamış, kapsamları tam olarak belirlenmemiş ve taraflarca dayanılan senet tanıkları taşınmaz başında dinlenmemiştir. Doğru sonuca varılabilmesi için yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve senet tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalı, taşınmazların öncesinin kimden geldiği, tarafların murisleri dışında satın alma yoluyla malik bulunan taşınmazlar olup olmadığı, mirasçılar arasında tüm mirasçıların katılımı ile usulüne uygun taksim yapılıp yapılmadığı, taksim yapılmış ise ne şekilde yapıldığı, taksimin tespite kadar bozulup bozulmadığı, kimin ne zamandan beri hangi sebeple zilyet ettiği hususları ayrıntılı olarak sorulup saptanmalı, dava konusu taşınmazlar ile ortaklığın giderilmesine konu olan taşınmazın kesin olarak İsmail’e mi, Esma’ya mı yoksa 3.şahsa mı ait olduğu kesin olarak belirlenmeli, buna göre Esma adına kayıtlı olan taşınmazı diğer mirasçı kullanırken ortaklığın giderilmesine karar verilmesi nedeniyle taksimin bozulup bozulmadığı değerlendirilmeli, Aydoğdu Köyü’nde muristen kalan başka taşınmazlar olup olmadığı ve kimin tarafından kullanıldığı araştırılmalı, tespit tutanakları ve tapu kayıtları getirtilmeli, kök muris İsmail’in terekesine dahil olan tüm taşınmazlar tespit edilmeli, Ç.Köyü’nün 112 ada 10 sayılı parselinin irsen ve taksimen intikal ile H.. K.. mirasçıları adına tespit ve tescil edilmesi üzerinde durulmalı, dava konusu taşınmazların kök muris İsmail’den geldiği ve terekesinin yöntemince taksime konu edilmediği belirlendiği takdirde, mirasçılar arasında pay satışının geçerli olduğu gözetilerek tespit bilirkişileri ve senet tanıkları her taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenmeli, satış senetleri ayrı ayrı uygulanarak hangi taşınmazlara ait oldukları kesin olarak belirlenmeli ve bu arada bir kısım taşınmazlarda İsmail oğlu M. K.’un kızı E. K.a yaptığı bağış nedeniyle Mehmet payının davalı E. K. G.’ye verilmesi gerektiği düşünülmeli ve tüm deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak duruşmada kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 08.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.