Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/19374 E. 2015/10223 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19374
KARAR NO : 2015/10223
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ : İSLAHİYE KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında B.Mahallesi çalışma alanı içinde kalan 58 (242) ada 1, 3, 7, 10 ve 60 (456) ada 2 parsel sayılı 13.814; 20.021; 20.141; 20.021 ve 5197 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile sırasıyla davalı-davacılar….. adlarına, 58 ada 4 parsel sayılı 20.221 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle ve eşit paylarla davalı-davacılar …. adlarına, 58 ada 40 parsel sayılı 52.715 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 20 dönüm miktar fazlası olarak davacı Hazine adına tespit edilmiştir. Hazine tarafından kadastro Komisyonuna yapılan itiraz kabul edilerek taşınmazların Hazine adına tespit ve tesciline ancak taşınmazların Asliye Hukuk Mahkemesinin 1963/47 Esas sayılı dosyasında davalı olması nedeni ile tescilin dava sonuna kadar ertelenmesine karar verilmiştir. Komisyon kararına karşı davacılar…. ve müşterekleri, irsen intikal, tapu ve vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Hazine tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde 1963/47 Esas sayılı dosya ile açılan men’i müdahale ve bu dosya ile birleştirilen tescil davası ve …. ve müşterekleri tarafından açılıp bu dosya ile birleştirilen tespite itiraz davası Kadastro Mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte iken 3402 sayılı yasa ile Kadastro Mahkemesinin kurulması üzerine Kadastro Mahkemesine devredilmiştir. Kadastro Mahkemesindeki yargılama sırasında ….., dava konusu taşınmazlardan 58 ada 40 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kendi kullanımında olduğu iddiası ile davaya katılmış yargılama sırasında 58 ada 40 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünü 1994 tarihinde satın aldığını beyan ederek adına tescil kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu eski 58 yeni 242 ada 1, 3, 4, 7, 10 ile eski 60 yeni 456 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ile 58 ada 40 parsel sayılı taşınmazın 03.06.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerinin ….. adına, 58 ada 40 parsel sayılı taşınmazın kalan bölümlerinin davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı-davalı Hazine vekili ile katılan ….. tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı-karşı davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yönünden; Mahkemece, Hazine tarafından açılan 1963/47 Esas sayılı men’i müdahale ve tescil davasının yargılamasının halen devam etmesi nedeni ile davasızlık koşulunun ihlal edilmediği ve davacı ….. ve müşterekleri yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen zilyetlik ile edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacılar murisi ….. tarafından 11.05.1953 tarihinde 2 parça taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak adına tescili istemi ile dava açılmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda adı geçen yararına zilyetlik ile edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile 17.04.1959 tarihinde dava ret ile sonuçlanarak 11.12.1961 tarihinde Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Kararın kesinleşmesinden sonra Hazine tarafından 25.01.1963 tarihinde 1963/47 Esas sayılı dosya ile ….. aleyhine meni müdahale, 11.05.1963 tarihinde de tescil davası açılmış olup her iki dava 1963/47 esas sayılı dosyada birleştirilmiştir. Bu davanın yargılaması devam ederken 01.09.1980 tarihinde taşınmazlar kadastroya tabi tutulmuş ve kadastro tutanakları düzenlenmiştir. Uyuşmazlık davacıların murisi .. tarafından açılan ve ret ile sonuçlanan davadan sonra kadastro tespit tarihine kadar edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda toplanmaktadır. Bu konuya ilişkin olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 19.01.2007 tarih ve 2005/1 Esas, 2007/1 Karar sayılı kararı konuya ışık tutmaktadır. Söz konusu İBK da özetle “dava tarihine kadar 20 yıllık sürenin gerçekleşmesi de zilyetlikle kazanmanın temel ve asli bir koşuludur. Kural olarak kesin hükümle sonuçlanan bir uyuşmazlığın bir daha yargı mercileri önüne getirilmesi olanaksızdır. Ancak Yargıtay tescil davasının kendine özgü ve özel kuralları olan bir dava olması nedeniyle davanın reddinden sonra tescil için öngörülen koşullarının tümünün birlikte yeniden oluşması halinde dava açılabileceğini ilke olarak kabul etmektedir…. tarafından açılan tescil davasıyla sınırlı olarak kabul edilen bu uygulama genel kuralın ayrık bir durumunu oluşturmaktadır. Dava açılmasının doğal sonucu olarak tescil davasının açıldığı tarihten, davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesi tarihine kadar geçen zilyetlik süresi dava konusu olduğundan sonra açılan tescil davasına eklenemeyecektir. Bir başka anlatımla davanın kesinleşmesinden itibaren yeniden 20 yıllık sürenin dolmuş olması gerekecektir.” denilmekte sonuç olarak ise “4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin 1 ve 2 nci fıkraları gereğince açılan tescil davasının süre yönünden reddedilmesi halinde; aynı yerle ilgili olarak açılan 2 nci davanın olumlu sonuçlanabilmesi için, ilk kararın kesinleşmesinden itibaren taşınmaz üzerindeki zilyetliğin davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla yeniden 20 (yirmi) yıl sürmesi gerektiği” öngörülmektedir. Hal böyle olunca….. tarafından açılan tescil davası ile iş bu davaya konu olan taşınmazların aynı olduğu, davacıların … gelen zilyetliğe dayandıkları, tescil davasının kesinleştiği 11.12.1961 tarihinden tespit tarihi olan 01.09.1980 tarihine kadar 20 yıllık kesintisiz ve davasız zilyetlik koşulunun oluşmadığı anlaşıldığına göre mahkemece davacılar ….. ve müşterekleri tarafından açılan davanın reddi ile tüm taşınmazların komisyon kararında olduğu gibi davalı-davacı Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçelerle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
2- Katılan … temyiz itirazları yönünden ise; katılan 27.11.2013 tarihli dilekçesi ile 58 ada 40 parsel sayılı taşınmazı … isimli şahıstan satın aldığını ve kendisinin kullandığını ileri sürerek davaya katılmış, 24.04.2014 tarihli dilekçe ile davacı ….. mirasçıları vekili taşınmazın yarısının…ait olduğunu kabul etmiş, 19.06.2014 tarihli duruşmada taşınmazı 1994 tarihinde satın aldığını beyan etmiştir. Mahkemece hükmün gerekçe kısmında ….. yönünden zilyetlik ile edinme koşullarının gerçekleşmemesi nedeni ile davasının ret edildiği belirtilmiş ancak hüküm kısmında katılanın davası ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Mahkemece katılanın davası yönünden istem kadastro tespit tarihinden sonraki satın almaya dayandığına göre görevsizlik kararı verilmesi gerekirken olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi isabetsiz olup katılan … temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden katılan … iadesine, 10.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.