Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/19178 E. 2015/13943 K. 24.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19178
KARAR NO : 2015/13943
KARAR TARİHİ : 24.11.2015

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda … Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 105 ada 25, 19, 80, 78, 97, 134, 102, 155, 102 ada 85, 83, 78, 64, 41, 20, 18, 2, 101 ada 154, 149, 113, 67, 61, 58, 49, 31, 22, 120 ada 43, 116 ada 3, 112 ada 37, 21, 110 ada 5, 106 ada 33, 57, 69, 62, 104 ada 48, 88, 260, 252, 237, 202, 198, 195, 169, 360, 357, 353, 350, 306, 302, 278, 367, 369 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlar davalı … adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı …, çekişmeli taşınmazların ortak murisleri …’tan kaldığını öne sürerek miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davacının aynı taşınmazlar hakkında murisler …’tan anneleri …’a düşen taşınmazların davalıya bağışlandığını, ancak bağışı gizlemek için önce davalının kayınbabasına satılmış gibi senet düzenlendiğini, kayınbabasından da davalının satın aldığına dair senet yapıldığını, ortada bir satışın bulunmayıp mal kaçırmaya yönelik bulunduğunu bu nedenle miras payı oranında adına tescili istemiyle açtığı, dava dosyaları arasında irtibat bulunduğunda her iki dosya birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davaların reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların babalarından kaldığı, taksim edildiği, ve taksim sonucunda 09.10.2013 tarihli sözleşme davacının payını davalıya sattığı, taksimin fiilen de hayata geçirildiği gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan arastırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı … tarafından asıl davada taşınmazların ortak murisleri … kaldığını ve miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmış, birleşen dosyada ise; anneleri … kendisine miras yoluyla intikal eden taşınmazları davalıya bağışladığını ancak bağışı gizlemek için önce davalının kayınbabasına satmış, kayınbabasından da davalının satın alınmış gibi gösterilerek senetler düzenlendiği öne sürerek bu taşınmazlarda da miras payı oranında adına tescilini istemiştir. Dosya kapsamına göre; temyize konu taşınmazların büyük bir kısmının tarafların ortak murisi (babaları) … ait iken 1993 yılında ölümüyle mirasçılarına kaldığı, bir kısmının da davalı tarafından üçüncü kişilerden satın alındığı, davacı …’nin babasından kalan taşınmazlardaki miras payını 09.10.2003 yılında davalıya bedel karşılığında sattığı, nakit para dışında açkuvan mevkiinde 1,5 dönüm fındıklık ve meyve bahçesi ile … mevkiinde 1,5 dönüm tarlanın davacıya kalacağı yönünde sözleşme düzenlendiği anlaşılmakla davacının asıl davadaki istemi hakkında reddine dair verilen karar yönüyle temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki; murisin 1993 yılında ölümüyle mirasçı olarak evlatları davacı …, davalı … ve murisin eşi aynı zamanda çocuklarının annesi … kaldığı, davacı ile davalı arasında düzenlenen 09.10.2003 tarihinde … sağ olduğu ve 2006 yılında öldüğüne göre davacının annesi … gelen miras payını sattığına dair bir sözleşme bulunmamaktadır. Diğer yandan anneleri … tarafından muristen kalan 9 parça taşınmazını önce üçüncü kişi …’e 15.06.1999 yılında sattığı, yaklaşık bir yıl kadar sonra davalı tarafından aynı taşınmazların …’den 27.07.2000 tarihli sözleşme ile satın alındığına dair dosyaya iki adet senet sunulmuş ise de; senet kapsamına göre muris … kaldığı belirtilen bu taşınmazların mirasçılar arasında yapılan taksimle mi … düştüğü, bu 9 parça yerin çekişmeli taşınmazlar arasında yer alıp almadığı, 9 parça taşınmaza ait sözleşmelerin geçerliliği araştırılmamış diğer bir anlatımla davacının annesi … gelen miras payının olup olmadığı üzerinde durulmamıştır.
Hal böyle olunca; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; tarafların bildirmiş olduğu tanıklar, 15.06.1999 ve 27.07.2000 tarihli senetlerde adı geçen tanıklar ile fen bilirkişisi hazır olduğu halde taşınmazlar başında keşif yapılmalı, senetlerde geçen 9 parça taşınmazın çekişmeli taşınmazların bir kısmını kapsayıp kapsamadığının belirlenmeli, kapsadığının belirlenmesi mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda mı … düştüğü, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, … tararfından üçüncü kişiye satılıp satılmadığı, satın alan tarafından kullanılıp kullanılmadığı sorulmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde usulüne uygun şekilde çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden senetlerde belirtilen yerlerin dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı yönünde keşfi denetlemeye elverişli, açıklayıcı rapor alınmalı, sözü geçen 9 parça taşınmazın çekişmeli taşınmazlar arasında bulunmadığının belirlenmesi halinde muris … kaldığı belirlenen çekişmeli taşınmazlar üzerinde mirasçılar arasında usulüne uygun bir paylaşım olmadığının anlaşılması halinde davacı …’nin babaları … anneleri … düşen miras payını, üzerinde miras yoluyla gelen bir hakkının bulunup bulunmadığı tartışılmalı bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Hal böyle olunca; mahkemece böylesine eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olup davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.