Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/19053 E. 2015/13089 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19053
KARAR NO : 2015/13089
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … Mahallesi çalışma alanında bulunan 7091 ada 1 parsel sayılı 3903,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve bağışlama nedeniyle davalı … adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz hakkında davalı yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu taşınmaz hakkında mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile keşif sonrası alınan ziraatçı bilirkişi raporu soyut içerikleri nedeniyle doğrudan davalı taraf lehine sonuç doğurmaktan uzaktır. Kaldı ki; orman mühendisi bilirkişinin dosyaya sunduğu raporda, 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğrafları üzerinde yapılan teknik inceleme ile çekişmeli taşınmazın, üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet bulunmayan hali arazi niteliğinde olduğu tespit edilmiş olup, yine aynı rapora eklenen uydu fotoğrafları ile de çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı yararına Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki yasal koşulların gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Ne var ki, 3402 sayılı Kanun’un 19/2. maddesinde “taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği” belirtilmiştir. Somut olayda dosya kapsamından dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarının kadastro tespitinin yapıldığı 04.10.2010 tarihinden önce davalı tarafından dikilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahallinde ziraatçi bilirkişi aracılığı ile yeniden keşif yapılarak 3402 sayılı Kanun’un 19/2. maddesi yönünden inceleme yapılmalı, bundan sonra davanın kısmen kabulü ile taşınmazın Hazine adına tesciline, üzerindeki muhdesatların da davalıya ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.