Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/1893 E. 2014/4159 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1893
KARAR NO : 2014/4159
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

MAHKEMESİ : BAŞKALE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/05/2010
NUMARASI : 2007/10004-2010/447

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sırasında. ada 28 parsel sayılı 9740.13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen ve taksimen intikal ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı Tajdin ve B. A. adına eşit paylar altında tespit edilmiştir. Davacı Hazine taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kaldığı, 1936 yılı umumi tahririnde Hazine adına kayıtlı bulunduğu ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu 138 ada 28 sayılı parselin mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ve davalı B. A. tarafından temyiz edilmiştir.
Taraf teşkili dava koşulu olup, usulen taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek hüküm kurulamaz. Somut olayda davalılar B.. A.. ile T.. A.. adına çıkartılan duruşma günü ve dava dilekçesine ilişkin tebligatlar, herhangi bir şerh verilmeksizin köy muhtarı O.Ö.’e tebliğ edilmiştir. Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinde; kendisine tebligat yapılacak kimse veya kendisi yerine tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildireceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı hükme bağlanmış olduğuna göre dava dilekçesi ve duruşma gününün davalılara usule uygun şekilde tebliğ edildiğinden ve taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca adı geçen davalılar Tajdin ve B.. A..’a dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmalı, bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilmek suretiyle duruşmaya başlanarak, davanın esasına ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.