Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/18844 E. 2014/12524 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18844
KARAR NO : 2014/12524
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

MAHKEMESİ : KAHTA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2014
NUMARASI : 2013/232-2014/25

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Ç.. Köyü çalışma alanında bulunan 127 ada 18 parsel sayılı 654,04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle M.. Ö.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı H.. K.., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 127 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davalı M.. Ö.. adına olan tapu kaydının iptali ile davacı H.. K.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı M.. Ö.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacının miras bırakanından intikal ettiği, davacı lehine zilyetlik yoluyla edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. Davacı, yargılama sırasında taşınmazın, annesinden kendisine intikal ettiğini ileri sürmüştür. Mahkemece çekişmeli taşınmazın davacıya intikal şekli açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu durum, dava koşulu bakımından önem arz etmektedir. Kural olarak; TMK’nın 640/2 ve 702/2. maddelerine göre; miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Murisin terekesi üzerinde mirasçıların TMK’nın 701 ve 702. maddelerine göre belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK’nın 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişi durumunda bulunan davalılara karşı dava açmaları zorunludur. Davacı, dava konusu taşınmazın, adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Şayet dava konusu taşınmaz, satış, bağış ya da murisin ölümünden sonra yapılan paylaşım ile davacıya kalmış ise, davanın şimdi olduğu bu haliyle yürütülmesi, dava konusu yer açıklanan yollarla davacıya kalmamış ve terekeye dahil bir taşınmaz ise, davacının üçüncü kişiye karşı tek başına dava açamayacağı düşünülerek davanın dava koşulundan reddine karar verilmesi gerekmektedir. Bu haliyle davacının tek başına 3. kişi durumunda olan
davalıya karşı dava açma sıfatı ve yetkisi bulunmamaktadır. Dava dışı kalan mirasçının, böyle bir davada 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı YİBK’na göre de, sonradan muvafakatının ya da açılan davaya karşı olurunun alınması veya miras şirketine mümessil tayini suretiyle dava koşulunun yerine getirilmesi de mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan dava şartı, kamu düzeni ile ilgili olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece; davacıdan taşınmazın annesinden ne şekilde kendisine devredildiği konusunda açıklama istenmesi, taksim, bağış, satış vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için süre ve imkan verilmesi, bundan sonra iddianın ileri sürülüş şekline göre, öncelikle dava şartı üzerinde durulması, taşınmazın tereke malı olmadığının saptanması halinde yargılamaya devam edilerek uyuşmazlığın esası bakımından, miras şirketine dahil bir mal ise reddine karar verilmesi gerekirken, bu usuli eksiklik yerine getirilmeden yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, dosya içerisinde bulunan mahalli bilirkişi ve tanık beyanları birbiriyle çeliştiği halde çelişki giderilmeksizin hüküm kurulması da isabetsizdir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı M.. Ö.. vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.