Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/18810 E. 2014/14604 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18810
KARAR NO : 2014/14604
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : ARALIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2013
NUMARASI : 2011/149-2013/110

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 600, 601, 602, 603 parsel sayılı sırasıyla 7.219.61, 8.988.14, 14.141.83 ve 10.193.77 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle ayrı ayrı davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine temsilcisi, davalılar yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşmediği iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 600 ve 601 parsel sayılı taşınmazlar davalılar üzerindeki tescilin devamına, 602 ve 603 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptaline, davacı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi ile davalılar Sabri ve H.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı Hazine temsilcisinin çekişmeli 600 ve 601 parsel sayılı taşınmazlara yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi bu taşınmazlarla ilgili hükmün ONANMASINA,
2- Davalı H.. A..’ın 603 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; çekişmeli 603 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalının ekonomik amaca uygun bir zilyetliğinin bulunmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. madde koşularının bu nedenle davalı yararına oluşmadığı belirlendiğine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın ve ahırın davalıya ait olduğu sabit olmakla ve muhdesatın kime veya kimlere ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesi gerektiği halde bu hususta da davalı lehine muhdesat şerhi verilmemesi isabetsiz olup, davalı H.. A..’ın temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile 603 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükmün BOZULMASINA,
3- Davalı S.. A..’ın 602 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, çekişmeli taşınmazın sulu arazi niteliğinde bulunduğu ve eklemeli zilyetliğine dayandığı babası Z.. A.. adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle belgesizden sulu arazide 40 dönümü aşkın şekilde zilyetlikten taşınmaz tespit edildiği, bu nedenle çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı lehine Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosyada toplanan delillere uygun düşmemektedir. Davalı bayii Z.. A.. adına belgesizden zilyetlikle tespit edilen bir kısım taşınmazların tespit tarihi olan 07.10.1972 tarihi itibariyle sulu-kuru ayrımına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Devletçe sulanan arazilerin sulu arazi sayıldığına ilişkin düzenlemenin yer aldığı 3083 sayılı Sulama Alanında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu da 1.12.1984 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Davalının bayii adına kesinleşen arazilerin sulama kanallarının yapıldığı 1992 yılında sulu arazi haline geldiği kabul edilse bile bu tarihe kadar davalının bayii lehine kazanma koşulları gerçekleşmiş olup kazanılmış hakların ihlal edilemeyeceği göz önüne alındığında davalının bilahare sulu arazi konumuna gelen bayii adına tespit ve tescil edilmiş taşınmazlardan olumsuz olarak etkilenmesi mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; davalı ve bayii Z.. A.. adına kayıtsız ve belgesizden zilyetlikle tespit edilen sulu ve kuru taşınmazların oranlaması yapılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı S.. A..’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle 602 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara ayrı ayrı iadesine, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.