Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/18527 E. 2015/12410 K. 22.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18527
KARAR NO : 2015/12410
KARAR TARİHİ : 22.10.2015

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ….Köyü çalışma alanında bulunan 3109, 3294, 3295 ve 3296 parsel sayılı 796,66, 24279,79, 14832,32 ve 13039,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kayıtları, ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … oğlu…. adına tespit ve 26.05.2011 tarihinde tescil edilmiştir. Davacı Hazine temsilcisi 27.07.2011 tarihli dava dilekçesi ile ilk kadastro çalışmasının 1975 yılında yapıldığı, çekişmeli taşınmaz üzerinde yapılan ikinci kadastronun geçersiz olduğu ve davalı adına edinme koşullarının oluşmadığı iddialarına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 3294, 3295 ve 3296 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline, çekişmeli 3109 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı Hazine vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli 3109 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı tarafın edinmeye yeter kullanımının olduğu, çekişmeli 3294 ve 3296 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde davalı tarafın edinmeye yeter kullanımının olmadığı, çekişmeli 3295 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kanal ve yol bulunduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların tespitleri sırasında 3109 parsel sayılı taşınmaza Şubat 1970 tarih (155) numaralı, çekişmeli 3294, 3295 ve 3296 parsel sayılı taşınmazlara Şubat 1970 tarih (65) numaralı tapu kayıtları uygulanmıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar uygulanan tapu kayıtlarının, çekişmeli taşınmazlara ait olduğunu söylemişler, keşfe katılan fen bilirkişisi de aynı yönde rapor sunmuştur. Mahkeme kararında, uygulanan tapu kayıtları yönünden bir değerlendirme yapılmamış ve mülkiyet belgesi alan bu kayıtlara neden değer verilmediği açıklanmamıştır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; öncelikle kadastro tespitlerinin dayanaklarını oluşturan Şubat 1970 tarih (65) ve (155) numaralı tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle ( varsa ilk oluşum belgeleri ve oluşum krokilerinin onaylı örnekleri ile varsa ifraz belgeleri ve ifraz krokilerinin onaylı örnekleri ile) getirtilerek dosya içine konulmalıdır. Aynı şekilde uygulanan tapu kayıtlarının oluşturulduğu bütün içinde kalan 3106, 3107 ve 3108 parsel sayılı taşınmazlar ile bu bütünleri çevreleyen tüm taşınmazlara ait onaylı tutanak örnekleri ve oluşmuş sicil kayıtları ile varsa kadastro
tespitlerinin dayanaklarını oluşturan kayıtların tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile dosya içine getirtilmelidir. Bundan sonra, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, dayanak tapu kayıtları 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesinde bildirildiği şekilde; fenni sıhhate haiz krokileri varsa krokilerine değer verilerek, fenni sıhhate haiz krokileri yoksa sınırları tek tek okunarak mahalline uygulanarak kapsamlarının belirlenmesine çalışılmalıdır. Uygulamada komşu taşınmazların tutanak ve dayanaklarını oluşturan kayıtlardan yararlanmalıdır. Aynı şekilde, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri de, komşu taşınmazların tutanak ve kayıtları ile denetlenmelidir. Yine yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır. Keşfe katılacak uzman fen bilirkişiden yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir yerel bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar işaretli, kadastro paftası ile varsa dayanak kayıtlarının oluşum ve ifraz krokilerinin çakıştırmalı olarak gösteren ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bundan sonra, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Bu değerlendirmeler yapılırken, tapu kayıtlarının mülkiyet belgeleri olduğu hususu gözetilmelidir. Tarafların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davalı vekili tarafından peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.