YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/185
KARAR NO : 2014/5021
KARAR TARİHİ : 29.04.2014
MAHKEMESİ : ÇEMİŞGEZEK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2012/11-2013/59
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden davacı Ş.. D.. vekili Avukat İ. Y. ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat U. S. geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında T..Köyü çalışma alanında bulunan davaya konu taşınmaz yol olması nedeniyle tescil harici bırakılmıştır. Davacı Ş.. D.. tapu kaydı ve irsen intikal iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece; diğer mirasçıların davaya muvafakatları alınarak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Ş.. D.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; kadastro tespitinin 2009 yılında kesinleşmesi nedeniyle tespit öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tescil davasının açılabilmesi için davacı tarafça iki yıllık makul sürenin geçirildiği, tespit sonrası zilyetliğe dayalı olarak davanın açıldığı kabul edildiğinde ise tespitin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı 10.04.2012 tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme için sürenin dolmadığı kabul edilerek karar verilmiş ise de; mahkemenin kabul ve degerlendirmesi dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Davacı tarafından, kadastro tespit gününden önceki tapu kaydı ve zilyetliğe dayanılarak, paftasında yol olarak bırakılan alanın bir bölümü hakkında dava açılmıştır. Ayni haklar, açık bir yasal düzenleme ile sınırlandırılmadıkça her zaman ileri sürülebilirler. Gayrımenkul mevzuatımızda, hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemiş taşınmazlara yönelik olarak açılacak davaları süre yönünden sınırlayan veya kadastro tespit gününden önceki zilyetliğe dayanılmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığına göre, mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Mahkemece; tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre işin esası yönünden bir karar verilmelidir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1100.00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.