YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1825
KARAR NO : 2014/4450
KARAR TARİHİ : 15.04.2014
MAHKEMESİ : DARENDE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2012/94-2013/161
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Y.Köyü çalışma alanında bulunan .. ada 2 parsel sayılı 1.516,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz zilyetlikle kazanma şartlarının oluşmadığından söz edilerek davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı H.. T.. kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne,çekişmeli 249 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı H.T.adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece; “davacı yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesi gereğince dava konusu taşınmaz üzerinde kazandırıcı zamanaşımı yolu ile mülk edinme koşullarının gerçekleştiği” gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Somut olayda; mahkeme gerekçesinde 1985 tarihli hava fotoğrafında henüz imar ve ihyanın bulunmadığı ancak taşınmaz üzerinde ki ağaçların 20-25 yaşında olduğunun gözlemlendiği, tespit tarihi gözetilerek tespit tarihinden 20 yıl önceki zamanın denk geldiği 1989 tarihli hava fotoğraflarına ise ulaşılamadığından 1989 tarihinde imar ihyanın olmadığı hususunun kanıtlanmadığı dile getirilmiş ise de mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere 1989 -1991 tarih aralığına ait hava fotoğraflarının bulunmadığına dair ilgili kurumdan açık bir cevabi yazı alınmamış, bu tarih aralıklarına ait hava fotoğrafının bulunup bulunmadığı kesin olarak belirlenmediği gibi dava konusu taşınmaz üzerinde zilyetliğin başlangıç tarihi de kesin olarak belirlenmemiştir. Öte yandan uzman ziraat bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi hava fotoğrafları dahi yöntemince uzman tarafından incelenmemiştir. Kaldı ki dinlenilen tutanak bilirkişileri M.. K.. ve M.. K.. ‘ın özelikle zilyetliğin başlangıç tarihine ilişkin beyanları ile diğer yerel bilirkişi, tanık ve tutanak bilirkişi beyanları arasındaki çelişki yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmamıştır. O halde doğru sonuca varılabilmesi için; dava konusu taşınmaza ilişkin kadastral pafta örneği, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar), 1/5000 ölçekli standart topoğrafik fotogrametrik harita ile imar-ihya öncesi ve sonrası evreleri kapsayacak şekilde tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıllık (özellikle 1989-1991 yılları arasını gösterir) üç ayrı evreye ait hava fotoğraflarıyla stereoskopik inceleme için model oluşturacak ardışık ve bindirmeli yüksek çüzünürlükte iki hava fotoğrafı ve varsa en eski uydu fotoğrafları temin edilmeli, mahallinde yeniden keşif yapılarak, jeodozi veya fotogrametri mühendisi ile Ziraat Fakültelerinin Toprak Bölümü Öğretim Üyelerinden seçilecek üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan yukarıda değinildiği biçimde inceleme yapılarak çekişmeli taşınmazın imar-ihya öncesi niteliği ile imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi ile zilyetliğin başladığı tarih kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalı, çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılmalı, ayrıca son uydu fotoğrafında ki konumu da gösterilmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, öte yandan yerel bilirkişi, tanık ve tutanak bilirkişileri beyanları arasındaki özellikle zilyetliğin başlangıç tarihine ilişkin olarak ortaya çıkan kısmi çelişki yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.