YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18138
KARAR NO : 2014/12341
KARAR TARİHİ : 04.11.2014
MAHKEMESİ : DİYADİN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/01/2014
NUMARASI : 2011/3-2014/3
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında … Köyü çalışma alanında bulunan 147 ada 3 ve 280 ada 14 parsel sayılı 40.381,32 ve 123.738,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ve ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. Y.., miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, yargılama sırasında F.. Y.., davacı ile aynı iddialara dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ve müdahilin davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazların 1/2 paylarla davacı ve müdahil adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı ve müdahilin, dava konusu taşınmazların ortak murislerinden kaldığı iddiasıyla adlarına tescil istemiyle açtıkları davada iddiaları yerinde görülerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Davacı ve müdahilin murisi Rıza Yardımcı’nın dosyada bulunan aile nüfus kayıt tablosuna göre, davacı ve müdahil dışında başka mirasçıları da bulunmaktadır. Miras bırakanın ölüm tarihine göre TMK’nın 701. maddesi gereğince terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunmaktadır. Miras bırakandan intikal ettiği iddiasıyla 3. kişilere karşı Kadastro Mahkemesinde açılan davalarda, dava dışı mirasçılar olması halinde, miras payı oranında veya tüm mirasçılar adına tescil istenilmesi ya da uyuşmazlık konusu taşınmazların taksim, bağış vb. şekilde mirasçılardan birine veya bir bölümüne bırakıldığının kanıtlanması gerekir. Ne var ki somut olayda davacı ve müdahil kendi adlarına tescil isteminde bulundukları halde dava konusu taşınmazların taksim, bağış vb. gibi hangi şekilde davacı ve müdahile intikal ettiği ve kullanım durumlarının ne şekilde olduğu hususlarında yeterli araştırma yapılmadığı gibi Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince müdahil adına belgesizden tescil edilen taşınmazlar yöntemince araştırılmayarak dava konusu taşınmazlarla birlikte müdahil adına 138.653,35 metrekare yüzölçümünde
taşınmaz tescil edilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazların davacı ve müdahil tarafından ne şekilde iktisap edildiği yöntemince araştırılmalı, bu doğrultuda pay durumları dikkate alınmalı, bundan sonra Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde düzenlenen miktar sınırlamaları göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmelidir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.