YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18128
KARAR NO : 2014/12340
KARAR TARİHİ : 04.11.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2012
NUMARASI : 2010/716-2012/664
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında V..K… Mahallesi çalışma alanında bulunan 136 ada 13 parsel sayılı 169,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1999 yılından beri Ş.. D..’nin kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı Ş.. D.., zilyetliğinde bulunan taşınmazın gerçekte 200,00 metrekare yüzölçümünde olduğu halde kadastro sırasında eksik yazıldığı iddiası ve gerekli düzeltmenin yapılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının talebinin Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek görev yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, adına zilyetlik şerhi verilen 136 ada 13 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik ölçüldüğünü ileri sürerek ve K.. M..nü hasım göstererek gerekli düzeltmenin yapılmasını istemiştir. Mahkemece davacının talebinin tam olarak neye ilişkin olduğu belirlenmeden Kadastro Kanunu’nun 41. maddesinde düzenlenen prosedürün yerine getirilmediği gerekçesiyle görev yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda öncelikle davacıya dava dilekçesi yöntemince açıklattırılarak davanın, davacı adına zilyetlik şerhi verilen parsel içerisinde ölçülmesi gereken yerlerin başka taşınmazlar içerisinde ölçüldüğü iddiasına mı dayalı olduğu yoksa ölçü ve tersimattan kaynaklanan hatanın düzeltilmesine ilişkin mi olduğu belirlenmeli, birinci halde K.. M..nün hasım gösterilmesi temsilcide hata olarak kabul edilip Hazine ve varsa komşu parsel kullanıcıları davaya dahil edilmek suretiyle tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmeli, ikinci halde ise öncelikle K.. M..ne başvurulması gerektiği hususu göz önünde bulundurularak idari işlem basamakları tüketilmeden dava açılamayacağı durumu değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.