Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/18127 E. 2014/12380 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18127
KARAR NO : 2014/12380
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
KAPATILAN KARTAL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ) (KADASTRO MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 08/11/2012
NUMARASI : 2010/608-2012/672

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında V.. K.. Mahallesi çalışma alanında bulunan 117 ada 9 parsel sayılı 194,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve M.. Ş..’in fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. Ş.., kendi kullanımında olan taşınmazın yüzölçümünün 240.00 m2 olması gerektiğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacının talebinin kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazdaki ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatanın düzeltilmesi niteliğinde olduğu belirtilerek 3402 sayılı Kanun’un 41. maddesi gereğince düzeltmenin K.. M..nden talep edilmesi, K.. M..nden olumlu sonuç alınamaması halinde, lehine düzeltme yapılan parsel malikleri hakkında Sulh Hukuk Mahkemesine dava açılması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar vemiştir. Ancak 3402 sayılı Kanun’un 41. maddesi kapsamında bir uyuşmazlıktan söz edilebilmesi için anılan madde uyarınca taşınmazların geometrik durumlarının kesinleşmiş olması zorunludur. Davacı M.. Ş.., askı ilan süresi içerisinde, adına zilyetlik şerhi verilen ve 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiği iddiasında bulunmuş olup, bu itiraz nedeniyle taşınmazın geometrik durumunun kesinleştiğinden söz edilemez. Askı ilan süresi içerisinde açılacak davalarda taşınmaz sınırlarının yanlış gösterildiği iddiası gibi yüzölçümünün hesaplanmasında ve tersimatta yanlışlık yapıldığı iddialarında da görevli mahkeme 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25 ve devamı maddeleri gereğince Kadastro Mahkemeleridir. Hal böyle olunca mahkemece işin esasına girilerek davacıya talebi açıklattırılmalı, taşınmaz yüzölçümündeki eksikliğin komşu taşınmazlarla sınır uyuşmazlığından mı yoksa ölçüm hatasından mı kaynaklandığı belirlenmeli uyuşmazlığın, komşu taşınmazlara yönelik olduğunun anlaşılması halinde bu parsellerin tutanak asılları getirtilip, kayıtlarına davalı şerhi konularak husumet bu parsellerin kullanıcılarına da yaygınlaştırılmalı, sınır uyuşmazlığı veya ölçüm hatası yönünden yöntemince inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yön göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.