YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18125
KARAR NO : 2014/12069
KARAR TARİHİ : 30.10.2014
MAHKEMESİ : KARTAL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2012/442-2012/734
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında …. Mahallesi çalışma alanında bulunan 110 ada 4 parsel sayılı 221,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı bahçe ve üzerindeki kargir binanın kullanıcısı bulunamadığı belirtilmek suretiyle bahçe niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı S.. G.., taşınmazın kendi kullanımında olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda talep çekişmesiz yargı işlerinden olduğundan dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Kartal Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz üzerinde 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen Ek-4 maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu 07.09.2010 ila 06.10.2010 tarihleri arasında askı ilanına alınmış, tespitinin 07.10.2010 tarihinde itirazsız kesinleşmesi üzerine tapuya tescil edilmiştir. Davacı, 06.06.2012 tarihinde Kadastro Müdürlüğü ve Hazine’ye yönelterek açtığı davada çekişmeli 110 ada 4 parsel sayılı taşınmazın zilyetliğinin adına tespitini talep etmiştir. Dava, kesinleşen kullanım kadastro tutanağına karşı, tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı şerhin iptali ve davacının fiili kullanıcı olduğu şerhinin yazılması istemine yöneliktir. Bu nitelikteki davalar, şerhte yer alan isimdeki yazım hatalarının düzeltilmesine ilişkin taleplerden farklı olarak kayıt maliki Hâzineye ve lehine kullanım şerhi olan kişilere karşı açılıp, ileri sürülen iddianın ispat yükümlülüğünü içerdiğinden çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez. Bu durumda 6100 sayılı Yasa’nın yürürlük gününden sonra açılmış olması nedeniyle, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.