YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18117
KARAR NO : 2014/11870
KARAR TARİHİ : 27.10.2014
MAHKEMESİ : ELEŞKİRT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2012/40-2013/117
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu …… Köyü çalışma alanında bulunan 135 ada 242 ve 245 parsel sayılı 29.499,29 ve 39.901,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan tapu kaydı, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 242 sayılı parsel A.. K.., 245 sayılı parsel ise eşit paylarla K.. Y.. ve R.. Y.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, adına tescil edilen aynı ada 243 ve 244 sayılı parsellerin yüzölçümünün dayanak tapu kayıt miktarından daha az tespit edildiği ve eksikliğin dava konusu taşınmazlarda kaldığı iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, uzman teknik bilirkişi raporlarına göre taşınmazların dayanak tapu kayıtları ile kadastro sırasındaki yüzölçümü farklılığının ölçüm tekniğinden kaynaklandığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. 3402 sayılı Kanun’un 20. maddesine göre, tapu kayıtları haritaya dayanmakta ise kapsamları bu haritaların uygulanması suretiyle belirlenir. Somut olayda tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının toprak tevzi çalışmaları sonucu oluştuğu, Hazine adına tespit edilen 243 ve 244 sayılı parsellerin 1327 sayılı, dava konusu 242 sayılı parselin 1317 sayılı, 245 sayılı parselin ise 1330 ve 1331 sayılı tevzi parsellerine karşılık gelmek üzere tespitlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre tapu kayıtlarının haritaya dayalı olduğu kuşkusuzdur. Ne var ki, Hazinenin dayanağı tapu kaydının haritasının dava konusu taşınmazları kısmen ya da tamamen kapsayıp kapsamadığı belirlenmediğinden, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca varılabilmesi için, Hazine adına tespit edilen 135 ada 243 ve 244 parsel sayılı taşınmazlar ile çekişmeli 135 ada 242 ve 245 sayılı parsellerin tespitlerine esas tapuların dayanağı olan (tevzi) komisyon haritaları ve belirtmelik krokisi getirtilmeli, komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf ve zilyetlik tanıkları, bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşifte mahalli bilirkişi yardımı ile teknik bilirkişiye dayanak haritaları uygulattırılarak Hazinenin dayanağı tapu kaydının kapsamı, kadastro paftasıyla haritanın ölçekleri eşitlenip çakıştırılmak suretiyle 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre, haritaların teknik nedenlerle tam olarak uygulanmaması halinde yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarından yararlanılarak uygulanmak suretiyle çekişmeli taşınmazın kayıt kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir denetime elverişli ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.