YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1767
KARAR NO : 2014/3650
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
MAHKEMESİ : AĞRI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2011/175-2012/726
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Y. Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyiz konusu . ada 119, 122, 112 ada 37 ve 38 parsel sayılı sırasıyla 29.696.311, 61.919, 3.497.42 ve 10.007.77 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı F.. C.. ve arkadaşları, vergi kaydına, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda temyiz konusu taşınmazlar yönünden davanın kabulü ile çekişmeli . ada 1., 1., 1. ada 37 ve 38 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile eşit paylarla davacı F.. C.. ve arkadaşları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, temyize konu taşınmazlar üzerinde TMK’nın 713. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacılar yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Temyize konu taşınmazların tespitlerine esas ve davalı Hazinenin tutunduğu tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı ihtilaf konusu değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesi, “4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.” hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına bu Yasa uyarınca (3402 sayılı yasa 14 vd. maddeleri) kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılması halinde zilyetleri adına tescil edilmeleri gerekmektedir. Ne var ki, mahkemece 3402 sayılı Yasa’nın 46/1. maddesi koşulları yönünden inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez. O halde, doğru sonuca varabilmek için öncelikle, davacı Hazinenin tutunduğu, 4753 sayılı Yasa uyarınca tesis edilen ve tespit dayanağı olan 13.12.1961 tarih, ve 81, 82 ve 181 sayılı tapu kayıtlarının tesisine esas belirtmelik tutanağı araştırılmak, bulunması halinde 19 nolu toprak tevzi çalışmaları sırasında taşınmazlar
yönünden herhangi bir kayıt ya da belgenin uygulanıp uygulanmadığı belirlenmek, varsa tesis ve tedavülleri ile birlikte getirtilmek, komşu parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile tespit dayanağı kayıt ve belgeler celbedilmek suretiyle dosya ikmal edilmelidir. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, fen bilirkişisi, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, hayatta iseler belirtmelik tutanağında imzaları bulunan bilirkişiler ve taraf tanıkları ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, varsa tevzi çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin mera, yayla gibi özel mülkiyete konu olamayacak ya da kaçak ve yitik kişilerden kalıp kanunlar uyarınca Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığı, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru davacı ya da maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmelidir. Bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmeli, bir beldede geçmişte kaçak ve yitik kişilerin yaşamış olmasının, o yöredeki tüm taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden kaldığı anlamına gelmeyeceği göz önünde bulundurulmalı, Hazine tapusunun oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacılar lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan şekilde inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.