Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/17323 E. 2014/11897 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17323
KARAR NO : 2014/11897
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : DALAMAN (KAPATILAN) KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2012
NUMARASI : 2010/270-2012/53

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ….Köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 20, 21 ve 22 parsel sayılı 2450,98, 3344,46 ve 8740,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, sırasıyla R.. T..’ın, C.. T..’ün ve M.. D..’ın kullanımında olduğu şerhi verilerek davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı S.. Y.. kendi kullanımında bulunan aynı ada 19 parsel sayılı taşınmazın eksik yüzölçümü ile tepit edildiğini öne sürerek eksik olan bölümlerinin 19 parsele eklenerek adına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 144 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 21 sayılı parselin uzman fen bilirkişisi raporunda 21/B ile gösterilen 1672.09 metrekarelik kısmının ifrazı ile 144 ada 19 parsel sayılı taşınmaza tevhidine, sınırları yeniden belirlenen 144 ada 19 sayılı parselin davacı S.. Y..’in kullanımında olduğuna dair ibarenin beyanlar hanesine konulmasına, kadastro tutanaklarının bu şekilde tashihine karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine vekili ve C.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 144 ada 19, 20, 21, 22 parsel sayılı taşınmazların Dairemizin geri çevirme kararı uyarınca getirtilen Fethiye Kadastro Mahkemesinin 2013/57 Esas sayılı dosyasında da dava konusu edildiği belirlenmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca, kadastro hakimi taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak; doğru, uygulanabilir, açık ve infazda tereddüt doğurmayacak nitelikte hüküm kurmakla yükümlüdür. Aynı taşınmaz hakkında birbirinden farklı hükümler kurulması halinde infazda şüphe ve tereddüt oluşacağı, amaçlanan tapu sicilinin tesis edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle, kadastro mahkemelerinde, aynı kadastro parseli hakkında açılan davaların birlikte görülmesinde zorunluluk vardır. Hal böyle olunca mahkemece, aynı taşınmaza ilişkin bulunan davaların HMK’nın 166 ve devamı maddeleri gereğince birleştirilmesine karar vermek gerekirken, ayrı ayrı yargılamaya devam edilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde davalı C.. T..’e iadesine, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.