Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/1720 E. 2014/3194 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1720
KARAR NO : 2014/3194
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ : BULANCAK KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2009/270-2012/145

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında temyiz incelemesine konu A. Köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 15 ve 149 ada 29 parsel sayılı sırasıyla 2.619,48 ve 1.991,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı H.. A.. adına tespit edilmiştir. Davacılar M.. A.. ve Z.. A.., dava konusu taşınmazların kök muris C. A.’dan kaldığı ve taksim edilmediği iddiasıyla miras hissesi oranında adlarına tescili talebi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava onusu taşınmazların tarafların kök murisi C. A.’dan kaldığı ve kök murisin ölümü ile erkek çocukları tarafından paylaşım yapıldığı, kök murisin kız çocukları olan davacıların bu paylaşıma rıza gösterdikleri gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davalı Hidayet dava konusu taşınmazların kendisi ve babası adına tapuda kayıtlı olduğu, kök muristen intikal eden taşınmazların babalarının ölümünden sonra paylaşıldığını ve bu paylaşımda dava dışı bazı taşınmazların davacılara yazılmasına rıza gösterdiğini belirtmiştir. Mahkemece davacının dayandığı bu tapu kayıtları yöntemince uygulanıp sınırları belirlenmediği gibi kök muristen intikal eden dava dışı parsel bulunup bulunmadığı da belirlenmemiştir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için kök muris C. A.’ın terekesine dahil olan taşınmazların tümü belirlenmeli daha sonra davacının dayandığı tapu kayıtları tesisinden itibaren getirtilerek, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları huzuru ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte davacının dayanağı tapu kayıtlarının sınırları tek tek okunup, mahalli bilirkişi ve tanıklardan tapu kayıtlarının sınırlarının zeminde gösterilmesi istenilmeli, fen bilirkişi tarafından gösterilen sınırlar kroki üzerinde işaretlenmeli, bu şekilde dava konusu taşınmazların dayanak tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmeli, daha sonra yerel bilirkişi ve tanıklardan muris Celal’in terekesinin tüm mirasçıları ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile paylaşmaya tabi tutulup tutulmadığı, her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınır ya da taşınmaz mal verilip verilmediği, dava konusu taşınmazların kimin miras payına düştüğü, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kayıtlarının kapsamını belirtir ve keşif takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.