Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/17115 E. 2014/11343 K. 15.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17115
KARAR NO : 2014/11343
KARAR TARİHİ : 15.10.2014

MAHKEMESİ : ELBİSTAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2012/750-2013/649

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu …. (B….) Mahallesi Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 177 ada 48 parsel ve 193 ada 1 parsel sayılı 7.348,39 ve 82.332,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan söz edilerek ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı H.. D.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, 177 ada 48 parselin tamamı ve 193 ada 1 parselin ise bir bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 177 ada 48 parsel sayılı taşınmazın tamamının ve 193 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi rapor ve krokisinde 9.902,66 metrekare olarak gösterilen bölümünün davacı H.. D.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı Hazine vekilinin, 177 ada 48 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre 177 ada 48 parsel sayılı taşınmaz yönünden sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak hakim doğru ve infazı kabil hüküm kurmak zorundadır. Mahkemece 177 ada 48 parsel sayılı taşınmazın, davacı adına tesciline karar verildiği halde, davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptaline karar vermek gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde, davacı lehine tescile karar verilen tapu kayıtlarının iptaline ilişkin bir karar verilmemiş olması isabetsizdir. Davalı Hazine vekilinin, 193 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi rapor ve krokisinde (c) harfiyle gösterilen 9.902,66 metrekare yüzölçümündeki bölümüne yönelik temyiz istemine gelince; Mahkemece, dava ve temyize konu taşınmaz bölümü hakkında, yirmi yıldan fazla süre ile davacı tarafından tarımsal faaliyet yapılmak suretiyle kullanıldığı ve zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Hükme esas alınan uzman ziraat bilirkişi raporu, dava ve temyize konu taşınmaz bölümü ile taşınmazın geriye kalan bölümü arasında ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı ve toprak yapısı ve bitki örtüsünün farklı olup olmadığı hususlarına değinilmediğinden hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi; taşınmazın niteliği ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcı yönünden hava fotoğrafları dahi yöntemince uzman bilirkişi tarafından incelenmemiştir. O halde doğru sonuca varılabilmesi için; tespit tarihinden (2004) tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı evreye ilişkin streoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı’ndan, taşınmaz başında fen bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılmalı, ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümünün belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumunu kesin belirlenmeli, çekişmeli bölüm ile taşınmazın geriye kalan bölümü arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, taşınmaz bölümünün toprak yapısı ve bitki örtüsünün farklı olup olmadığı belirleyen raporlar alınmalı, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.