YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17106
KARAR NO : 2014/13031
KARAR TARİHİ : 13.11.2014
MAHKEMESİ : KOYULHİSAR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2013
NUMARASI : 2010/29-2013/19
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .. Köyü çalışma alanında bulunan 122 ada 41, 128 ada 38 parsel sayılı sırasıyla 1.285,27 ve 3.537,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı A.. T.. adına, 239 ada 8 parsel sayılı 972,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise aynı nedenle davalı R.. Ö.. adına tespit edilmiştir. Davacı A.. K.., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, müdahil davacılar H.. ve D.. T.. miras yoluyla gelen hakka dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, müdahil davacı D.. T… ve H.. T.. mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı A.. K..’nın dava dilekçesinin usulüne uygun olmadığı, dava ve müdahale dilekçelerinde hangi ada ve parsellerin dava edildiğinin açık biçimde belirtilmediği, usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı A.. K.., dava dilekçesinde A.. T.., R.. Ö.. ve A… H..yı hasım göstermek suretiyle ada ve parsel numarası belirtmeksizin babasından intikal ettiğini bildirdiği çayırkıyı, ev yeri ve köy içindeki ev yerinin tespitine itiraz ettiğini açıklamış, mahkemece ilk celse ada ve parsel numaralarını bildirmek üzere davacı yana süre verilmiş, 08.02.2010 tarihli celsede davacı vekili 122 ada 41, 128 ada 38 ve 239 ada 8 parsel sayılı taşınmazları bildirmiş, mahkemece davalı şerhi verilerek tutanak asılları dosyaya getirtilmiş ve davacı yanca bildiren 122 ada 41, 128 ada 38 parsellerin dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen A.. T.., 239 ada 8 parselin ise yine dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen R.. Ö.. adına tespit edildiği anlaşılmıştır. Müdahil davacı H.. T.. 31.05.2012 tarihli dilekçesiyle, D..T.. ise 23.07.2012 tarihli dilekçesiyle davaya müdahil olmuş ve her iki müdahil davacı da kök muris A…. T..’in mirasçısı olduğunu ileri sürerek dava konusu tüm taşınmazlar bakımından davaya katılmak istediklerini bildirmişlerdir. Davacı yan, davasını, tutanakları davalıdır şerhi verilerek dosya içine getirtilen üç parsele hasrettiğine ve davacı
yan tarafından süresi içinde doğru hasma yöneltilerek usulüne uygun açılmış bir dava bulunduğuna ve müdahil davacılar müdahale dilekçelerinde tüm taşınmazlar yönünden davaya müdahil olmak istediklerini bildirdiklerine göre ortada usulüne uygun şekilde açılmış bir davanın ve müdahale talebinin bulunduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca mahkemece, taraflardan dava ile ilgili tüm delilleri sorulup, bildirdikleri deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre işin esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uymayan gerekçe ile ve hatalı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Müdahil davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden müdahillere iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.