Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/17080 E. 2015/10273 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17080
KARAR NO : 2015/10273
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ : İZMİR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2014
NUMARASI : 2013/306-2014/213

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Geçici madde 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında Menderes İlçesi, Küner Köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 15 parsel sayılı 2.502,67 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz içinde ev olan tarla vasfı ile 20 yılı aşkın bir zamandan beri H.. Ç..’in nizasız ve fasılasız zilyet ve tasarrufunda olmakla birlikte zilyetlikle iktisap edilemeyecek yerlerden olduğu açıklanarak Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı H.. Ç.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak çekişmeli taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın kadastro tespiti 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Geçici 8. maddesi gereğince yapılmış olmakla çekişmeli taşınmazın, yörede yapılan ilk kadastro sırasında tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davaya konu taşınmazın bulunduğu yörede daha önce ne zaman kadastro yapıldığı ve yapılan kadastro sırasında taşınmazın niteliğinin ne olarak tespit edildiği önemli olup, mahkemece bu hususta gerekli araştırma yapılmamış, bununla birlikte davanın niteliği gereği tespit tarihi olan 2013 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılması gerekirken 1995 tarihli tek hava fotoğrafı hükme esas alınmış, ayrıca keşif mahallinde dinlenilen yerel bilirkişi, tanıklardan davacı taraf yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığını denetlemeye elverir şekilde somut ve maddi olaylara dayalı yeterli beyan alınmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların soyut beyanları ile yetinilmiştir. O halde sağlıklı sonuca varılabilmesi için, öncelikle çekişmeli taşınmazın hangi tarihte ve hangi sebeple tescil dışı bırakıldığı sorulup saptanmalı, taşınmazın tespit tarihi olan 2013 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski ve en son tarihli uydu fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın 2013 yılından geriye doğru 20-25 yıl öncesinde kimler tarafından neye istinaden zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, jeodezi veya fotogrametri uzmanından stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliği, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı saptanmalı, bilgisayar programı vasıtasıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle taşınmazın paftası hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde çakıştırılmak suretiyle gösterilmeli üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan ise taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 10.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.