Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/16699 E. 2014/11748 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16699
KARAR NO : 2014/11748
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

MAHKEMESİ : KORKUTELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2012
NUMARASI : 2010/370-2012/261

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “taraf teşkilindeki eksiklikler giderilmeden işin esasına girilerek karar verilmesinin yerinde bulunmadığı; kabule göre de, hükmüne uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturan önceki bozma ilamındaki ilkeler karşısında, kadastral sınırlar esas alınarak karar verilmesi gerekirken eksik miktar üzerinden davanın kabul edilmesinin isabetsiz olduğu” hususlarına değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli “116 ada 15 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak 12.03.2007 tarihli fen bilirkişisi tarafından düzenlenen haritada (A) harfi ile mavi boyalı olarak gösterilen 875,79 m2’lik alanın” tapu kaydının iptali ile davacıya ait 116 ada 16 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle davacı taraf adına tapuya tesciline, davalı S.. B.. tapu maliki A.. B..’un yasal mirasçısı olmadığından hakkındaki davanın pasif taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı E.. A.. ve davalı O.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 2859 sayılı Yasaya göre yapılan yenileme kadastrosundan kaynaklanmakta olup Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamlarında, ihtilafın, tesis kadastrosu sırasında belirlenen kadastral sınırlara bağlı kalınarak çözülmesi gerektiği hususlarına değinilmiştir. Ne var ki mahkemece verilen kararla, davacıya ait taşınmaza ilave edilmesi öngörülen ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü zaten, davacıya ait taşınmazın yenileme kadastrosu sonucu oluşan sınırları içerisinde kalmaktadır. Bu haliyle kararın infazı mümkün olmadığı gibi, alınan fen bilirkişi raporu, tesis kadastrosu sınırlarının belirlenmesi açısından denetime elverişli ve yeterli bir rapor da değildir. Bilirkişi raporunda tesis kadastrosu haritası ile yenileme kadastrosu paftası komşu parselleri de kapsar ve denetime elverişli şekilde çakıştırılmamış; soyut olarak çekişmeli bölüme ait sınırlar gösterilmekle yetinilmiştir. Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesis edilemez. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece mahallinde jeodezi ya da fotgrametri uzmanı bir harita mühendisi bilirkişi, yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı; yapılacak keşif sırasında fen bilirkişisinden tesis kadastrosu paftası ile yenileme kadastrosu paftasını, komşu parselleri de kapsayacak şekilde çakıştırması istenmeli; bu işlem sırasında tesis kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz üzerinde bir yapı bulunduğu ve bu yapının paftasına da işaretlenmediği göz önünde bulundurularak sınırlar zeminde ilk kadastro sırasında mevcut olan sabit sınırlar ve yapılar dikkate alınarak belirlenmeye çalışılmalı; zemindeki bu sabit sınır ve yapıların belirlenebilmesi için tesis kadastrosuna ait ölçü krokisi, ölçü çizelgesi ve hesap cetveli ile tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları getirtilmeli ve uygulama sırasında değerlendirilmeli; zemindeki yapıların tesis kadastrosu sırasında paftasına işlenen yapılar olup olmadığı, bu yapıların sonradan yıkılıp yerine yenilerinin yapılıp yapılmadığı, yenileri yapılmışsa eski yapı ile aynı yerlere yapılıp yapılmadığı hususları açıklığa kavuşturulmalı; ilk kadastro haritasının düzenlenmesinde teknik hatalar yapıldığının anlaşılması halinde 3402 sayılı Yasa’nın 22.02.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasa ile değişik 22/2-a ve 41. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılarak teknik hatalar giderilmeli ve sonucuna göre infazı kabil bir karar verilmelidir. Eksik ve denetime elverişsiz bilirkişi raporuna dayanılarak ve infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilemez. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.