Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/16686 E. 2015/14518 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16686
KARAR NO : 2015/14518
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

MAHKEMESİ: KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2014
NUMARASI : 2011/23-2014/25

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında …..Köyü çalışma alanında bulunan 117 ada 28 parsel sayılı 11.704,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz emlak kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ……. ve arkadaşları adına tespit edilmiştir. Davacı ….., irsen intikal, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 117 ada 28 parsel sayılı taşınmazın davacı …… adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davalı tarafın çekişmeli taşınmazda asli zilyet olup davacıların ise kiracı olduklarına ilişkin savunmalarının kanıtlanamadığı, taşınmaz üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek karar verilmiştir. Ne var ki, davalılar delil olarak 156 adet tapu kaydına dayanmalarına rağmen mahkemece hangi taşınmaz için hangi tapu kaydına dayandıkları sorularak çekişmeli taşınmaz yönünden dayandıkları tapu kaydının tarih ve sayısı açıkça belirlenmemiş; ayrıca davalılar …….,……. …. ve …. isimli kişilerin tanık olarak dinlenilmesini istemelerine rağmen adı geçen tanıklar dinlenmemiş varsa dinlenmeyiş nedenleri gerekçeli kararda gösterilmemiş, dinlenilen yerel bilirkişi, davacı tanıkları ile davalı tanığı beyanı arasında özellikle zilyetliğin asli mi yoksa fer’i nitelikte mi olduğu yönündeki çelişkinin usulünce giderilmeye çalışılmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle çekişmeli taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının edinme sebebi içerikleri, davalıların her dosya için dayanağı delillerin aynı olması, başka dosyalarda taraf olan kişi ve tanıklığa engel yakınlığı bulunan akrabaların tanık veya yerel bilirkişi sıfatıyla dinlenilmek suretiyle oluşabilecek usuli hataların engellenmesi, davacıların asli zilyet oldukları gerekçesiyle açtıkları davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyebileceği, göz önüne alınarak aynı nedenle ve aynı davalılara karşı açılan dava dosyaları birleştirilmeli, davalılar tarafına sundukları delil dosyasında yer alan tapu ve vergi kayıtlarından hangisinin hangi taşınmaza ait olduğunu bildirmeleri için süre verilerek bu yolla dayanılan tapu ve vergi kayıtlarının her taşınmaz için ayrı ayrı açık tarih ve sayısı belirlenmeli, davalı tarafa delil listesinde bildirdikleri tanıklarının dinlenmesi için masraf yatırtılarak keşif gün ve saati adı geçen taraf tanıklarına bildirilmeli, bundan sonra mahallinde yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, taraflar ile akrabalığı ve davası olmayan gerektiğinde komşu köylerden belirlenecek yansız, yerel bilirkişi, fen bilirkişi, tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında yukarıda belirtilen şekilde açık tarih ve sayısı belirlenecek davalı dayanağı tapu kaydı ile yapılacak araştırmaya göre varsa tapu kayıtlarının haritası uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasa’sının 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmelidir. Ancak tapu kayıtlarının krokisi zemine uygun değilse ve uygulama kabiliyeti yok ise veya dayanak tapu kayıtları harita – krokiye bağlı değilse tapu kayıtlarının sınırlarına itibar edilmelidir. Taraf dayanağı tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtta yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraf tanıklarının bilgisine başvurulmalı ve bu suretle taraf dayanağı kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Keşif icrası sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tapu kayıtlarının ihdası, intikali, intikal sırasında hudutlarda ve miktarda değişiklik varsa bu değişikliğin nedeni, hudutların arz ettikleri özellikler hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Davalı dayanağı tapu kayıtlarının revizyon gördüğü parsel ile bunlardan hükmen kesinleşenler varsa bu dosyalardaki kayıt uygulaması tapu kaydına kapsam tayin edilirken göz önünde bulundurulmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberinde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamını belirtir keşfi takibe imkan verir gerekçeli kroki ve rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığı belirlendiği takdirde usulünce zilyetlik araştırması yapılmalı, bu cümleden olarak dava konusu taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi, taşınmaz üzerinde davacı veya satın aldığı kişilerin zilyet olup olmadığı, zilyet olmuş ise özellikle davalıların dayanağı vergi kayıtları, dosyaya ibraz edilen 1961 ve 1962 tarihli hasılat belgeleri, 1978 tarihli kira sözleşmeleri, 1966 tarihli bir kısım kişilerin “……. arazisini ortak ekip biçtiklerine, kendilerinin köyde arazileri olmadığına” ilişkin beyanlarını içeren tutanaklar ile mahkemenin gerekçesinde (yeterli yargılama yapılmaksızın) çekişmeli taşınmazlara ait olmadığı belirtilen Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen mülkiyetin tespitine dair karar içerikleri ile diğer bilgi ve belgeler okunarak bu zilyetliğin malik sıfatıyla asli zilyetlik mi yoksa asli zilyede bağlı olarak sürdürülen kiracı sıfatıyla fer’i nitelikte zilyetlik mi olduğu,bir başka deyişle taşınmazın davacılar tarafından kendi adlarına malik sıfatıyla asli zilyet olarak mı yoksa kiracı sıfatıyla davalılar adına mı kullandıkları, zilyetliğin başlangıç günü ve açık süresi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, çekişmeli taşınmazların davalıların miras bırakanı ……’den kiralanmış olduğunun belirlenmesi halinde adı geçenin ölümünden sonra davalılar tarafına kira bedeli ödenip ödenmediği özellikle araştırılmalı, tespit tutanağı içeriği gözetilerek tutanak bilirkişilerinin tümü yeniden keşif mahallinde dinlenilerek yerel bilirkişiler, tanıklar ve kendi beyanları arasında çelişki varsa taraf dayanağı kayıt ve belgeler eşliğinde söz konusu çelişkiler giderilmeli; komşu taşınmazların tesbit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, komşu taşınmazların tesbitlerine bir kayıt ve belge esas alınmış ise nizalı parsel yönünü sözü edilen kayıt ve belgelerin ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği üzerinde durulmalı, uzman bilirkişi fen elemanından keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hükümkurulmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.