Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/1631 E. 2014/3696 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1631
KARAR NO : 2014/3696
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : POZANTI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2013
NUMARASI : 2010/165-2013/118

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu K Köyü çalışma alanında bulunan ada 945 parsel sayılı 6312 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kimsenin zilyetliğinde bulunmadığından söz edilerek ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına, 120 ada 954 parsel sayılı 2333 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz A. D.’in kullanımında olduğu ancak adı geçenin kimliğine ilişkin herhangi bir belge ibraz edemediğinden söz edilerek davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı T.. D.., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, imar uygulaması sonucu oluşan çekişmeli 1. ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına kayıtlı 3996/4800 hissenin, 203 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına kayıtlı 322/1125 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı T.. D.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı yararına zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davacının aktif dava ehliyeti üzerinde durulmadığı gibi yapılan araştırma ve incelemede hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı miras yoluyla gelen hakka ve taksime dayanarak dava açmıştır. Çekişmeli 954 parsel sayılı taşınmazın A. D.’in kullanımında olduğu, ancak adı geçenin kimliğine ilişkin herhangi bir belge ibraz edilemediğinden söz edilerek davalı Hazine adına tespit edilmiş ; Ali mirasçısı olduğunu belirtilen davacı, paylaşma ve zilyetliğe dayanmış; A.D. mirasçıları adına tescil edilen dava dışı taşınmazların tapu kayıtlarını ibraz etmiştir. Bu durumda, Ali terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığının yöntemince araştırılması gerekmektedir. Öte yandan çekişmeli 945 parsel sayılı taşınmaz ham toprak vasfı nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiş olduğu halde Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılamamıştır. Mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, çekişmeli taşınmazların kadastro sonucu oluşan ilk tapu kayıtları ile davacının iddiası dikkate alınarak miras bırakan A. D.’in verasete esas teşkil edecek şekilde nüfus aile kaydı getirtilerek, mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarına, A. D. mirasçıları arasında paylaşım yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa dava konusu taşınmazların paylaşım sonucu davacıya isabet edip etmediği, hususları sorulup, taksim olgusu araştırılmalı, taksimen davacı tarafa düştüğü kanıtlandığı takdirde davacının aktif dava ehliyetine sahip olduğu kabul edilerek davaya devam edilmeli, aksi takdirde bir mirasçının tek başına 3. kişi olan Hazineye karşı dava açma ehliyetinin bulunmadığı göz önüne alınmalıdır. Davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğunun anlaşılması halinde, ham toprak niteliğiyle tespit edilen 945 parsel sayılı taşınmaz yönünden tespit tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, komşu taşınmazların tamamının kadastro tutanağı ve dayanak belgeleri ilk tesisinden itibaren tüm tedavüleri ile birlikte getirtilmeli, keşif sırasında dinlenilecek, davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarih etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmazlar yönünü ne olarak ve kimi okuduğu belirlenmeli, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılmalı, ziraat bilirkişiden çekişmeli taşınmazların belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen raporlar alınmalı, davacı, muris babası ve nüfus kaydında yer alan tüm mirasçılar adına belgesiz zilyetlik yolu ile edinilen taşınmazların miktarları belirlenip, 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen miktar sınırlaması yönünden değerlendirme yapılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.