Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/1630 E. 2014/2141 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1630
KARAR NO : 2014/2141
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

MAHKEMESİ : FETHİYE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/07/2013
NUMARASI : 2013/666-2013/1145

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Girmeler Köyü çalışma alanında bulunan … ada … parsel sayılı 5.242,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı İ.. T.., taşınmazın bir bölümü üzerinde zilyet olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yargılama sonunda davanın kabulüne, … ada … parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 12.07.2013 havale tarihli raporuna krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.342,12 metrekarelik kısmında Ömer oğlu İ.. T..’ın zilyet olduğunun tespitine, taşınmazın beyanlar hanesine “fen bilirkişisi Y. Ç.’ın 12.07.2013 havale tarihli raporuna ekli krokisinde (A) harfi ile sarı renkli ve taralı olarak gösterilen 1.342,12 metrekarelik kısmının Ömer oğlu İ.. T..’ın zilyetliğindedir” şeklinde şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın “fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.342,12 metrekarelik kısmının zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Yasa’nın, 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek 4/1. maddesi; 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre Orman Kadastro Komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda; davacı tarafça, 3402 sayılı Yasa’nın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu oluşan tapu kaydının beyanlar hanesinde lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle askı ilan süresinden sonra dava açılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafın, Hazineye karşı ispat yükümlülüğü bulunduğu da dikkate alındığında kesinleşen kadastro tespitine karşı açılan eldeki davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Kullanım kadastrosuna itiraz davalarında husumetin, tespit maliki Hazine ile birlikte varsa tutanağın beyanlar hanesinde lehine kullanıcı şerhi verilen kişi ya da kişilere yöneltilmesi zorunlu olup; davacı tarafın, Hazineye ve varsa kullanıcılarına karşı ispat yükümlülüğü bulunduğundan bu tür davaların çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereğince mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca; Sulh Hukuk Mahkemesince, bu tür davalarda görevsizlik kararı verilerek talep halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair hüküm kurulması gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.