Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/1629 E. 2014/2912 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1629
KARAR NO : 2014/2912
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : GEMLİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2013
NUMARASI : 2010/847-2013/322

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında O. Mahallesi çalışma alanında bulunan 2.592,69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle tescil harici bırakılmıştır. Davacı C.. Ö.. kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 17.01.2013 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.592,69 metrekarelik bölümün davacı C.. Ö.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1968 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, yararsız arazi olması nedeniyle tapulama harici bırakılan yerlerdendir. Davacı taraf, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuki nedenlerine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. Böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için; 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca; emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilmeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece; hava fotoğrafları istenildiği halde dosyaya gelmesi beklenmeden ve hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmadan karar verilmiş olup yapılan uygulama ve araştırma hükme yeterli bulunmamaktadır. Öte yandan tek kişiden ibaret olan ziraatçı bilirkişi raporunda, taşınmazın % 30 ila 35 eğimli olduğu ve üzerinde 25 yaşlarında zeytin ağaçları yanında çalılık ve fundalık ile yabani zeytine rastlandığını, taşlı bir görünüme sahip olan taşınmaz üzerinde 25 yıldır zeytin yetiştiriciliği yapıldığını belirtmiştir. Çekişmeli taşınmazın ziraatçı bilirkişi tarafından ifade edilen niteliğine göre imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve tarımsal faaliyetin ne şekilde sürdürüldüğü de kesin olarak belirlenmeden hüküm kurulmuştur. Eksik inceleme ile karar verilemez. Hal böyle olunca, sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait (1985, 1990 ve 1995 yılları) dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, 3 kişilik ziraat ve orman mühendisleri kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi ve orman bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi, orman olup olmadığı ve zirai faaliyete konu olup olmadığı hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.