Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/16041 E. 2015/16028 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16041
KARAR NO : 2015/16028
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

MAHKEMESİ :… 1. KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2002
NUMARASI : 1997/9-2002/360

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle “çekişmeli 143 parsel sayılı taşınmazın 10.06.1961 tarihli dilekçe ekinde bulunan haritada 722.050,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kaldığının belirlenmesine göre bu bölümünün tapu kayıt malikleri adına payları oranında verilmesi geri kalan bölümünün mera olarak sınırlandırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacı Hazine ve müdahil davacıların davalarının kısmen kabulüne; çekişmeli 143 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi tarafından düzenlenen harita ve raporda 722,050 metrekare yüzölçümündeki bölümünün müdahil davacıların tutundukları Kanunisani 1290 tarih 8 ila 20 sayılı tapu kayıt malikleri adına payları oranıda tapuya tesciline geri kalan bölümünün mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, müdahil davacı .. mirasçısı …. hüküm tarihinde murisi ..’in ölü olduğu halde hükmün tebliğinin köy muhtarına yapıldığını öne sürerek temyiz edilmiştir.
Müdahil ..’in 16.12.1991 tarihinde öldüğü, 05.12.2002 tarihli mahkeme hükmünün “dağıtım sırasında muhatabın adresinde olmadığı, nerede olduğunun da bilinmediği belirtilerek” köy muhtarı ..’ye yapıldığı, bu haliyle tebligatın usulüne uygun bulunmadığı anlaşılmakla, mirasçı ….’in temyiz inceleme isteminin kabulüne karar verildi. Hükmün esas yönüyle incelenmesine geçildi.
Mirasçı …., davalı (aslında müdahil davacıdır) ..’in 30.09.1963 tarihli duruşmada payının 20 dönümünün murisi ..’e sattığı halde taşınmazın yine .. adına tescil edildiğini öne sürerek hükmü temyiz etmiştir. Dosyanın incelenmesinde; çekişmeli 143 parsel sayılı taşınmaz ile temyiz konusu olmayan 145 ve 146 parsel sayılı taşınmazların bir bütün iken yolların geçmesiyle bölündüğü, köylülerce mera olarak kullanıldığı, bir kısım köylü tarafından paydaşları bulundukları tapu kayıtları kapsamında kaldıklarının öne sürüldüğü ancak tapu kayıtların sınırlarının belirlenemediğinden Kadastro Mahkemesince belirlenmesi gerektiği belirtilmek suretiyle malik haneleri açık bırakılarak tutanakların Kadastro Mahkemesine aktarıldığı tapu kayıt malikleri ya da mirasçıları davaya müdahil oldukları (müdahaleye ilişkin dilekçe bulunamamakla birlikte) duruşma zabıtlarından ve müdahillerin beyanlarından anlaşılmaktadır. Ancak müdahil ..’in tapu kayıt maliki ya da mirasçısı olmadığı, müdahil .. ile birlikte 30.09.1963 tarihli duruşmaya ilk kez geldiği, söz konusu duruşmada; .., 1948 tarih 11 sayılı tapunun maliki olarak ifrazen 20 dönüm miktarındaki yerini ..’e sattığını, zilyetliğini devrettiğini, onun adına tapuya tescilini istediğini belirtmiş ise de, davacı ..’in bu yönde bir talebini içeren dilekçesinin bulunmadığı diğer bir anlatımla talep olmadan kabul olamayacağı dolayısı ile de HMK’nın 308 ve devamı maddelerdeki veya dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nın 92 ve devamı maddelerindeki, kabul sonucunu doğurmaz. Kaldı ki; yukarıda anlatıldığı üzere taşınmazın zeminde kullanılmadığı, tapu maliklerince yapılmış bir taksimin bulunmadığı, davacı ..’in payının zeminde nereye tekabül ettiğinin belirlenemeyeceği, paya yönelik satışında ancak Tapu Müdürlüğünce resmi yoldan yapılabileceğine göre davacı mirasçısının temyiz itirazlarının reddi ile 143 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükmün ONANMASINA, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.