YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15887
KARAR NO : 2014/13662
KARAR TARİHİ : 21.11.2014
MAHKEMESİ : İZMİR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2013/263-2014/183
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında … Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 57 parsel sayılı 3.238,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı İ.. Ş.., miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın kadastro tespiti 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Geçici 8. maddesi gereğince yapılmış olmakla çekişmeli taşınmazın, yörede yapılan ilk kadastro sırasında tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davaya konu taşınmazın bulunduğu yörede daha önce ne zaman kadastro yapıldığı ve yapılan kadastro sırasında taşınmazın niteliğinin ne olarak tespit edildiği bununla birlikte davanın niteliği gereği hava fotoğrafları üzerinde de inceleme yapılması gerekirken bu hususlarda bir araştırma yapılmamış, komşu taşınmazlara ilişkin kayıt ve belgeler getirtilerek uygulamada yararlanılmamış, ayrıca tespite aykırı sonuca ulaşıldığı halde tespit bilirkişileri dinlenmeksizin karar verilmiştir. Bu tür eksik ve yetersiz araştırmaya dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle; kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi evreye ilişkin farklı tarihlere ait en az 3 hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilmeli, davaya konu taşınmazın bulunduğu yörede daha önce hangi tarihte kadastro tespitinin yapıldığı ve yapılan kadastro tespiti sırasında dava konusu taşınmazın niteliğinin ne olarak belirlendiği sorulmalı, çekişmeli taşınmazın çevresinde bulunan taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, varsa tespit dayanağı belgeleri (tüm tesis ve tedavülleri ile birlikte), tutanaklar kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının onaylı örnekleri getirtilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri
mühendisi bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğin kimden kime ve nasıl geçtiği gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri dinlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri, komşu taşınmazların tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaret ettirilmeli, komşu taşınmazlarla mukayeseli mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın tüm yönlerinden gösterir fotoğrafları çektirilmeli, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye hava ve uydu fotoğrafları üzerinden bilimsel yöntemlerle (hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle) inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve ne zaman tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 21.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.