YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15799
KARAR NO : 2014/11151
KARAR TARİHİ : 13.10.2014
MAHKEMESİ : TÜRKOĞLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2012/370-2013/422
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı A.. B.., …….Beldesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını iddia ettiği taşınmaz bölümü hakkında imar-ihya ve kazandırırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 112 veya 113 parsel sayılı taşınmazlar içinde kaldığı dolayısıyla tapulu olduğu gerekçesiyle açılan tescil davasının reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Tescil davasına konu taşınmazın hangi parselde kaldığı kesin olarak belirlenmemiş, bu hususta 112 ve 113 parsel sayılı taşınmazların 1962 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında DSİ adına tespit gördüğü gözetilerek DSİ kanal haritaları varsa kamulaştırma haritaları, pafta örnekleri de getirtilerek bu belgelerden yararlanmak suretiyle davaya konu taşınmazın konumu saptanmamıştır. Öte yandan çekişmeli taşınmaz hakkında davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde yapılan araştırma da yetersizdir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle 1962 yılına ait pafta örnekleri, DSİ kanal haritaları varsa kamulaştırma haritaları getirtilmeli, mahalli bilirkişi ve 3 kişilik fen bilirkişisi marifetiyle tescil davasına konu taşınmazın hangi yerde kaldığı tereddütsüz belirlenmeli, tapu kayıt kapsamında kaldığının belirlendiği takdirde şimdiki gibi davanın reddine karar verilmeli, tespit dışı bırakılan yerde kaldığının saptandığı takdirde dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin steroskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, komşu taşınmazların tamamının kadastro tutanakları ve dayanak belgeleri ilk tesisinden itibaren tüm tedavüleri ile birlikte getirtilmeli ve 3 kişilik fen bilirkişisi yanında 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup
bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü mera okuduğu tespit edildiği takdirde mahkemece yöntemine uygun mera araştırması yapılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılmalı, ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen raporlar alınmalı, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.