YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15718
KARAR NO : 2014/12337
KARAR TARİHİ : 04.11.2014
MAHKEMESİ : YUMURTALIK KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/1991
NUMARASI : 1989/234-1991/149
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Y… Köyü çalışma alanında bulunan 243 parsel sayılı 26625 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle davalılar H.. B.. ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı A.. K.. ve müşterekleri, tespite esas alınan tapu kaydının geldisi olan kaydın Hazine adına oluşumunun usulsüz olduğu iddiasıyla Hazine tapusunun geldisi olan tapu kaydına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı A.. K.. mirasçısı Mehmet Kılıç tarafından temyiz edilmiştir.
Davacıların dayanağı olan T.Evvel 1315 tarih 19 sıra numaralı tapu kaydı, tapu malikinin mirasçısız öldüğü ve terekenin Hazineye kaldığı gerekçesiyle Kasım 1951 tarih 94 sıra numaralı tapu kaydıyla Hazine adına tescil edilmek suretiyle tedavül görmüş, Hazine tapusu kapsamındaki taşınmazlar daha sonra 2510 sayılı İskan Kanunu uyarınca yapılan dağıtımla şahıslara devredilerek bu şahıslar adına Mart 1952 tarih 54 ve 56 sıra numaralı tapu kayıtları oluşturulmuş, bu kayıtlardan 156 sıra numaralı olanı dava konusu 243 parsele, 154 sıra numaralı olanı da komşu 242 parsele revizyon görmüştür. Davacılar, kadastro tespitinden önce, tespite esas alınan tapu kaydının oluşumuna esas Hazine tapusunun iktisap sebebi olarak gösterilen hususun doğru olmadığı, kendilerinin tapu kayıt maliki olan A… oğlu D…’un yasal mirasçıları oldukları iddiasıyla Hazine tapusunun ve dolayısıyla tespite esas alınan tapu kaydının iptali istemiyle 2510 sayılı İskan Kanunu’nun 23. maddesinde öngörülen bir yıllık süre içerisinde dava açmışlar, bu dava sonucunda, taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle Kadastro Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Buna karşılık mahkemece, sözü edilen aktarılan dava dikkate alınmaksızın yargılamaya devam olunmuş ve yazılı şekilde karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazla ilgili kadastro tespitinden önce açılmış dava olduğuna göre kadastro sırasında malik hanesinin doldurulması hukuken bir anlam ifade etmez. Hal böyle olunca; davacı tarafça kadastro tespitinden önce açılan Ceyhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 1952/893 Esas 1954/441 Karar sayılı dosyası dikkate alınarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesinde öngörülen şekilde işlemler (askı ilan, birleştirme vs.)
yapılmalı, aktarılan dosyanın tarafları da dikkate alınarak yöntemince taraf teşkili sağlanmalı, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde 2510 sayılı İskan Kanunu’nun 23. maddesi de göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.