Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/15356 E. 2014/14221 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15356
KARAR NO : 2014/14221
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : HOZAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2012/64-2014/67

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 51 parsel sayılı 69.928.14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı sebebiyle davalı Y.. C.. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı P.. C.. tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı P.. C.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı; çekişmeli taşınmazın yaklaşık 7000 metrekarelik bölümünün davalı tarafından satın alınan yer olması nedeniyle, bu bölüme itirazının olmadığını; ancak kalan bölümünün babasına aitken ölümü ile kendisine intikal ettiğini ve halen de kendisinin kullanımında olduğunu ileri sürerek adına tescil istemi ile dava açmış; yargılama sırasında ise annesi Azimenin de kendisi ile birlikte pay sahibi olduğunu belirterek kendisi ve annesi adına tesciline karar verilmesini; davalı, ise tespitin tapu kaydına göre yapıldığını, miktar fazlası bölüm yönünden de zilyetliğin kendisinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı, her ne kadar delil listesinde tapu kaydına dayanmamış ise de dava dilekçesinin deliller bölümünde tapu kaydından da bahsetmiş ve keşif kararının alındığı 10/04/2014 tarihli celsede İ. K. adına kayıtlı 1963 tarih ve 109 numaralı tapu kaydını sunarak taşınmaza uygulanmasını istemiştir. Mahkemece; davalı tarafın dayandığı tapunun çekişmeli taşınmaza uyduğu, miktar fazlası bölümü üzerinde de davalının zilyet olduğu kabul edilmek suretiyle davanın reddine dair hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece; davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı üzerinde durulmamış dosyada bulunan örneklere göre tarafların dayandığı tapu kayıtları aynı sınırları ihtiva ettiği halde, oluşumlarından itibaren dayanakları ve tüm tedavülleri ile istenilerek tapuların irtibatı ve hisse tapusu olup olmadıkları incelenmemiş, davacı ile dayandığı tapu kaydı malikinin akdi ya da irsi ilişkisi belirlenmek suretiyle taraf tapuları keşifte uslünce uygulanmamıştır. Öte yandan davacının delil listesinde bildirdiği tanıklardan üçü usulünce davet edilerek dinlenilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Hal böyle olunca, öncelikle davacı çekişmeli taşınmazın bir bölümünün babasından kaldığını iddia edip kendisi ve annesi adına tescilini istediğine göre muris Ş. C. veraset ilamı getirtilerek davacı ve annesi dışında başka mirasçısı olup olmadığı belirlenmeli, taşınmaz halen iştirak halinde ise davacının kendisi adına tescil istemi ile dava açamayacağı gözönüne alınmalı taşınmazın dava konusu bölümünün davacı ve annesine bağış, satış, taksim vs… gibi nedenlerle intikal ettiğinin belirlenmesi halinde ise davacının annesi A. C. tarafından harcı yatırılarak açılmış bir dava olmadığı gibi 14.04.2014 havale tarihli müdahale dilekçesinin de harçlandırılmadığı, davacının ise annesi adına dava açamayacağı gözetilerek davanın davacının payı ile sınırlı görülmesi gerektiği üzerinde durulmalıdır. Bu bakımdan tarafların dayandığı tapu kayıtlarının oluşumlarından itibaren tüm tedavülleri istenmeli, dayanılan tapu kayıtlarının aynı sınırları ihtiva etmesi halinde bunun nedeni üzerinde durularak hisse tapusu olup olmadıkları belirlenmeli, davacının dayandığı tapu kaydında malik olarak görünen kişinin veraset ilamı getirtilerek davacı ile tapu malikinin akdi ya da irsi ilişkisi belirlenmeli, çekişmeli taşınmaza komşu 101 ada 1 ve 48 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanağı ve varsa dayanakları getirtilmeli böylelikle dosya keşfe hazır hale getirilmelidir. Daha sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan yerel bilirkişilerle, usulünce keşfe çağırılarak taraf tanıkları ve teknik fen bilirkişisi huzuruyla keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza ait olup olmadığı mahalli bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile belirlenmeye çalışılmalı, önceki keşifte beyanına başvurulan tanık A. M.; taşınmazın öncesinde babasına ait olduğu, babasının ölümünden sonra abisi Raif’in taşınmazı İ. K. sattığı ancak kendisinin dava açarak taşınmazı geri aldığı ve 7 dönümlük bölümünü davalıya sattığı yönündeki beyanları da dikkate alınarak iptal edilen tapunun davacının dayandığı tapu kaydı olup olmadığı belirlenmeli; dayanılan tapuların evrak-ı müsbiteleri ve diğer deliller dikkate alınarak hangi tapuya neden üstünlük tanındığı tartışılıp gerekçelendirilmeli, üstün tutulan tapu kaydı belirlendikten sonra her iki tapu kaydının ihtiva ettiği “bayır, dere, karataştan gelen dere ve yol” şeklindeki hudutların gayrı sabit sınırlar olduğu gözetilerek tapulara miktarı itibariyle değer verilmeli, gerek tapu kayıtlarının ait olduğu bölüm gerekse miktar fazlası bölüm yönünden taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri ne şekilde kullanıldığı hususlarında mahalli bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, teknik fen bilirkişisine kayıt uygulamasını da gösterir keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen ilkelere aykırı şekilde yetersiz araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davacı P.. C..’un temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.