Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/15324 E. 2014/13146 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15324
KARAR NO : 2014/13146
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : KURŞUNLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2014
NUMARASI : 2013/54-2014/82

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ..Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 76 parsel sayılı 246.06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle Y.. D..i adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı M.. T.. irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli 103 ada 76 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün tapusunun iptali ve ayrıca çekişmeli taşınmazın bitişiğinde yol olarak bırakılmış bölümün 103 ada 77 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi için dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı M.. T.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal-tescil ve kadastro sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün tescili istemine ilişkindir. Davacı, çekişmeli 103 ada 76 parselin bir bölümü ile tespit harici bölümün, ölü babası adına tapuda tescilli olan 103 ada 77 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi için dava açmış olup, davanın tereke adına açıldığı anlaşılmaktadır. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekir. Öte yandan, bir ya da bir kısım mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için dava açması halinde, mirasçıların iştirak halindeki payları üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisi bulunmadığından davanın reddi gerekir. Böyle bir dava, diğer mirasçıların da paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) ve tereke temsilcisinin de, bir mirasçının yalnız kendi payı için açtığı davaya icazet vererek davayı devam ettirmesine olanak yoktur. Somut olaya gelince; davacı M.. T.. terekeye dahil olduğunu ileri sürerek 103 ada 76 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü ve paftada yol olarak görülen bir bölüm yerin tescili istemiyle dava açtığına göre davacıya diğer mirasçıların davaya katılımını sağlaması veya muvafakatlerini alması ya da terekeye temsilci
tayin ettirmesi için süre verilmelidir. Ayrıca kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/3. maddesi uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri yasal hasımdır. Somut olayda; dava konusu yol olarak tespit harici bırakılan bölüm .. Köyü sınırları içerisinde olup husumet sadece .. Tüzel Kişiliğine yöneltilmiş, Hazineye husumet yöneltilmeden yargılama sonuçlandırılmış, gerekçeli kararın Hazineye tebliği ile yetinilmiştir. Davada hem davacı taraf yönünden hem de davalı taraf yönünden taraf teşkili sağlanmamıştır. Taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. Hal böyle olunca öncelikle taraf teşkili sağlanmalı, daha sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkemece, yukarıda açıklandığı gibi işlem yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davacı M.. T..’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.