Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/1531 E. 2014/3727 K. 03.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1531
KARAR NO : 2014/3727
KARAR TARİHİ : 03.04.2014

MAHKEMESİ : KIRIKKALE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2013
NUMARASI : 2012/12-2013/27

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında K.. Köyü çalışma alanında bulunan . ada 2 parsel sayılı 816,89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1988 yılından beri Osman kızı F.. T..’in kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı A.. G.., taşınmazın kendi kullanımında olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 204 ada 2 parsel numaralı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tesciline, beyanlar hanesinin aynen bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı A.. G.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; çekişmeli taşınmaz üzerinde 3402 sayılı Kadastro Yasası’na 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile getirilen Ek 4. madde kapsamında yapılan kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde belirtilen kullanım şerhinin iptaline ilişkindir. Mahkemece; taşınmazın öncesinin E. Ö.’a ait olduğu, onun 15 yıl önce ölümü ile kullanılmadığı ve davalı tarafça bazen harman yeri olarak kullanıldığı, davacının davasını ispatlayamadığı kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli değildir. Mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen 1942 ve 1957 doğumlu davacı tanıkları ile 1950 ve 1949 doğumlu tespit bilirkişileri taşınmazın davacıya ait olduğunu, E. Ö.’dan satın aldığını beyan ederken, 1955 ve 1961 doğumlu davalı tanıkları kullanıma dair net bilgileri olmamakla birlikte davalı ve eşini taşınmazın başında gördüklerini belirtmişlerdir, keşiften sonra 17.05.2013 tarihli celsede dinlenen 1950 doğumlu davalı tanığı ise taşınmazı E. Ö.ın kullandığını görmediğini davalıya ait harman yeri olduğunu ifade etmiştir. Buna göre taşınmazın kullanım durumuna dair beyanlar çelişkili olduğu gibi 1949 doğumlu olan tespit bilirkişisi tespit tutanağındaki imzanın da kendisine ait olmadığını belirtmiştir. Doğru sonuca varılabilmesi için; mahkemece; önceden dinlenen taraf tanıkları ile tespit bilirkişileri hazır olduğu halde taşınmazın başında yeniden keşif yapılarak gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle kullanıma ilişkin beyanlar arasındaki çelişki giderilerek fiili kullanıcı belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.