Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/15280 E. 2014/15201 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15280
KARAR NO : 2014/15201
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ : GÖLBAŞI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2014
NUMARASI : 2009/88-2014/105

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu … Köyü çalışma alanında bulunan 137 ada 242 ve 245 parsel sayılı 17.185,07 ve 21.786,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmaları nedeniyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı H.. F.. irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 137 ada 242 ve 245 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı H.. F.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı H.. F.., çekişmeli 137 ada 242 ve 245 parsel sayılı taşınmazların öncesinde dedesine ait olduğunu, ölümü ile muris H. İ. F. kaldığını onun da ölümünden sonra taşınmazları kendisinin kullanmakta olduğunu iddia ederek adına tescil istemiyle dava açmıştır. Dosya içerisinde bulunan veraset ilamından muris H. İ. F. davacı dışında altı mirasçısı daha olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında H. İ. . mirasçılarından İ., İ., M. ve M. F. 08.11.2012 tarihli müdahale dilekçeleri ile; çekişmeli taşınmazların muristen kaldığı, taksim yapılmadığı ve kendilerinin de hak sahibi olduğu iddiasıyla taşınmazların muris H. İ. F. adına tescilini istemişlerdir. Müdahale dilekçesine karşı beyanda bulunan davacı 17.01.2013 tarihli dilekçesinde; çekişmeli taşınmazların muris H. İ.’den kaldığını kabul ederek, taşınmazları uzun süredir kendisinin kullandığını savunmuş ve müdahale talebin reddini istemiştir. Yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıklar da; çekişmeli taşınmazların muris Hacı İbrahim’den kaldığını, ölümü ile davacının kullandığını uyumlu olarak ifade etmişlerdir. Her ne kadar müdahiller sonradan müdahale talebinden vazgeçmiş iseler de tüm dosya kapsamından çekişmeli taşınmazların öncesinde muris Hacı İbrahim’e ait olduğu, ölümü ile taşınmazların davacı tarafından kullanıldığı, taksim ya da başka bir nedenle taşınmazların davacıya intikalinin söz konusu olmadığı ve taşınmazların halen iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. İştirak halinde mülkiyet hükümlerin tabi taşınmazlarda mirasçılardan birisi tek başına taşınmazın adına tescili için dava açamayacağı gibi bu şekilde açılan davalara diğer mirasçıların muvafakatlerini sağlanması suretiyle devam edilmesi de mümkün değildir. Bu nitelikteki davalar zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle tüm mirasçılar tarafından birlikte veya tereke temsilcisi tarafından açılmalı, davada aktif dava ehliyeti bu şekilde sağlanmalıdır. Davacı H.. F.., iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazların kendi adına tescilini istemiş olup dava tereke adına açılmadığına göre aktif dava ehliyeti sağlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.