Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/15172 E. 2014/11682 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15172
KARAR NO : 2014/11682
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : GAZİANTEP 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2012/660-2013/510

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, …..Köyü çalışma alanında bulunan 123 ada 4 parsel sayılı 11.750 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davacı A.. C.. adına tescil edilmiştir. Davacı kendi adına tescil edilen 123 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile davalı şahıslara ait komşu taşınmazların sınırlarının kadastro tespiti sırasında yanlış ölçüldüğü iddiasıyla gerekli düzeltmenin yapılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, maliki bulunduğu 123 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalılar İ.. G.. ve M.. K..’e ait taşınmazlarla olan sınırının yanlış ölçüldüğünü, arada bulunan derenin esas alınmadığını ileri sürerek sınırın buna göre tespiti için dava açmıştır. Mahkemece, sadece davacıya ait 123 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı ile tapu kaydı getirtilerek davanın hangi taşınmazlara ilişkin olduğu saptanmadan Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle davacıya dava dilekçesi yöntemince açıklattırılarak dava konusu taşınmaz bölümleri belirlenmeli, davacıya ait 123 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu komşu taşınmazları bir arada gösterir pafta getirtilmeli, davanın, Kadastro Kanunu’nun 41. maddesinde düzenlenen düzeltme istemine ilişkin mi yoksa tapu iptali ve tescil istemine ilişkin mi olduğu tereddütsüz şekilde tespit edilmeli, bundan sonra talebin (mülkiyete) tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğunun anlaşılması halinde davaya konu taşınmazların kesinleşme tarihleri esas alınarak Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi uyarınca değerlendirilme yapılmalı, davanın, Kadastro Kanunu’nun 41. maddesindeki düzeltme istemine (teknik hataya) ilişkin olarak açıldığı anlaşılırsa bu maddeye ilişkin prosedürün uygulanması gerektiği gözetilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.