YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1514
KARAR NO : 2014/5083
KARAR TARİHİ : 29.04.2014
MAHKEMESİ : KALKANDERE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/08/2012
NUMARASI : 2012/81-2012/12
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında D.Köyü çalışma alanında bulunan .. ada 7 parsel sayılı 8.458,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2 hisse şeklinde Ö.. K.. ve M.K. adlarına,. ada 9 parsel sayılı 11.493,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Ömer oğlu ölü A. K. adına tespit edilmiştir. Davacılar Abdulkerim ve D.. K.., çekişmeli taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında yüzölçümlerinin hatalı ölçüldüğü iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda gider avansının kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm davacı A. K.vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafça gider avansının kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava 22.02.2007 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK’da) gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. Somut olayda, dava, 1086 sayılı HUMK döneminde 22.02.2007 tarihinde açılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihi itibari ile davanın “keşif ve tebligat giderinin iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılmasına” ilişkin ara kararın verildiği 19.04.2012 tarihi itibari ile tahkikat aşamasına geçildiği, dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.2012 gün ve 2012/9-1199 Esas, 2012/1215 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, bu aşamada, sadece HMK’nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebilir. HUMK’nın yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden önceki dönemde açılan eldeki dava için yapılacak masraflar nedeniyle istenilecek giderler, delil avansı kabul edilerek 3402 sayılı Kanun’un 36. ve 6100 sayılı HMK’nın 324. maddeleri uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekecektir. Diğer yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesindeki düzenleme, 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesindeki delil avansı düzenlemesine göre özel hüküm olması nedeniyle,
somut olayda 3402 sayılı Kanun’un 36. maddesinin uygulanacağı kuşkusuzdur. Davacı tarafa keşif giderlerini yatırması için HMK’nın 324. maddesine göre özel hüküm niteliğinde olan 3402 sayılı Yasa’nın 36. maddesine uygun şekilde yeniden yöntemine uygun ve makul bir süre verilmeli, kesin mehle uymamanın sonuçları yöntemince ve ispat külfeti kendisine düşen taraflara ihtar edilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Diğer taraftan, dava konusu . ada 9 parsel sayılı taşınmaz hakkında İkizdere Kadastro Mahkemesi’nin 2007/904 Esas sayılı dosyasında kadastro tespitine itiraz davası kapsamında hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Aynı parsel hakkında açılan davaların en kısa zamanda ve en az masrafla görülmesi ve kararların birbiri ile çelişmemesi için birlikte görülmesinin zorunlu olduğu göz önüne alınarak, aynı parsel hakkındaki derdest dava dosyalarının irtibat nedeniyle birleştirilmesi ve birlikte görülmesi gerekirken, ayrı ayrı görülmesi doğru olmadığı gibi, HMK’nın 114. maddesi kapsamında derdest dava dosyası hakkında karar verilmesi de doğru değildir. Hal böyle olunca; İkizdere Kadastro Mahkemesi’nin 2007/904 Esas sayılı dava dosyası kesinleşmiş ise, iş bu dava dosyası içerisine alınarak yargılamaya devam edilmeli, kesinleşmemiş ise; aynı parsel hakkındaki dava dosyaları birleştirilmeli, ayrıca, davacı vekilinin 27.11.2012 tarihli temyiz dilekçesinde, dava konusu 157 ada 7 parsele ilişkin olarak İkizdere Kadastro Mahkemesi nezdinde görüldüğü belirtilen dava dosyası da araştırılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.