YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15095
KARAR NO : 2014/13299
KARAR TARİHİ : 18.11.2014
MAHKEMESİ : FETHİYE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2013
NUMARASI : 2013/445-2013/1003
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1993 yılında kesinleşen kadastro sonucu ,, Köyü çalışma alanında bulunan 5384 parsel sayılı 2405 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve A, oğlu M,,N,,M,,’in fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla niteliği ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A,, K,,, taşınmazın bir bölümünün kendi zilyetliğinde olduğunu ve 1970 yılında satın aldığını öne sürerek davalılar murisi M,,, N,, M,, adına verilen zilyetlik şerhinin iptali ile taşınmazın 1030 metrekare yüzölçümündeki bölümünün kendi zilyetliğinde bulunduğuna dair şerh verilmesi istemi ile 01.06.2012 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ve Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı A..K…ı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kullanım kadastrosu tespitlerine karşı, askı ilan süresi içinde açılacak davalarda 3402 sayılı Yasa’nın 11 ve 26. maddeleri uyarınca Kadastro Mahkemeleri, askı ilan süresi sona erdikten sonra açılacak davalarda ise genel mahkemeler görevlidir. Askı ilanı sonunda itirazsız tutanaklar kesinleştikten sonra, tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı olmayan kullanıcı şerhinin verilmesi ya da mevcut şerhin değiştirilmesi istemli davaların, kayıt maliki Hazine’ye ve varsa lehine kullanıcı şerhi bulunan kişilere karşı açılması zorunlu olup; davacının, iddiasını Hazine ve varsa kullanıcı şerhi sahibine karşı kanıtlaması zorunludur. Özen gösterilmediğinde hak sahipliğinde değişiklik sonucunu doğuracak nitelikteki ve tarafları arasında uyuşmazlık bulunan bu tür davaların, 6100 sayılı HMK’nın 382. maddesi anlamında çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez. Bu nedenle, söz konusu davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Ancak davanın, beyanlar hanesinde lehine zilyetlik şerhi verilmiş olan kişide değişiklik yapılmadan sadece nüfus bilgilerindeki hataların düzeltilmesi istemi ile açılmış olması halinde, artık, taraflar arasında gerçek anlamda bir uyuşmazlığın varlığından söz edilemeyeceği ve Hazine de kayıt maliki olan ilgili sıfatıyla davada taraf olacağı için, bu tür davalar çekişmesiz yargı işi sayılırlar ve görevli mahkeme, 6100 sayılı HMK’nın 382/2-ç fıkrası uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesidir. Somut olayda dava, beyanlar hanesinde kullanıcı şerhi bulunan tapu kaydında, mevcut şerhin iptali
ile davacı lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemine ilişkindir. Bu tür davalar, yukarıda açıklandığı üzere çekişmesiz yargı işi sayılamayacağından görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Asliye Hukuk Mahkemesinin temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen görevsizlik kararı Sulh Hukuk Mahkemesini bağlayıcı nitelikte değildir. Mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. Hal böyle olunca Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın görev yönünden reddine ve dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.