Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/15061 E. 2014/9899 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15061
KARAR NO : 2014/9899
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2013/1380-2013/1977

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro Müdürlüğü’nce 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddesi uyarınca ..parselin kayıt maliki E. K.’nın talebi üzerine yapılan düzeltme işlemi sırasında D.Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda E. K. adına kayıtlı iken 16.7.2013 yılında satın alma nedeniyle S.K. adına kayıtlı olan .. parsel sayılı 11.400,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 13.866,60 metrekare yüzölçümlü olarak, davacı M. A. ve müşterekleri adına kayıtlı olan .. parsel sayılı 80.050,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 78.485,44 metrekare yüzölçümlü olarak, .. parsel sayılı 4.750,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 4.642,99 metrekare yüzölçümlü olarak tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı M.. T.., düzeltme işlemi sırasında müştereken kendisine ait .. parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin düzeltme işleminin yanlışlığından kaynaklandığı iddiasına dayanarak düzeltme işleminin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yasal süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile birlikte vekalet ücreti yönünden davalı idare vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Yasa’nın 41. maddesi uyarınca teknik hatanın düzeltilmesi işleminin iptali istemine ilişkindir. Anılan madde uyarınca, re’sen veya istem üzerine Kadastro Müdürlüğünce düzeltme kararı verilmesi halinde, bu karar ilgililerine tebliğ edilir. Bu karara karşı, tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde dava açılmaması halinde tapu sicilinde düzeltme yapılır. Yasada öngörülen bu süre hak düşürücü bir süre olmayıp sadece, hak kayıplarının olmaması amacıyla, düzeltme kararının tescilinden önce bir bekleme süresidir. Bu sürenin geçirilmiş olması ya da düzenleme talebinin reddedilmesi halinde 41. maddeye dayanılarak tapu iptal ve tescil davası açılması imkan dahilindedir. 30 günlük süre içinde açılacak davalarda görevli mahkeme, 3402 sayılı Yasa’nın 41/1. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesidir. 3402 sayılı Yasa’nın 41. maddesine dayanılarak, düzeltme kararı infaz edildikten (30 günlük süreden) sonra açılacak davalar ile düzeltme isteminin idarece reddi halinde açılacak davalarda ise görevli mahkeme; Kadastro Kanununda bu konuda bir hüküm yer almadığından, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. Somut olayda Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemeleri arasındaki görev uyuşmazlığı nedeniyle Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28.6.2013 tarih ve 2013/7124-2013/10190 sayılı kararı ile Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu şeklinde yargı yeri belirlenmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 23/2. maddesine göre Yargıtay’ca yargı yerinin belirlenmesi yoluyla kesinleşen göreve ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar. Hal böyle olunca, eldeki davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği kuşkusuz olup, mahkemece davanın esastan incelemesi gerekmektedir. Diğer yandan, bu tür ihtilaflarda husumet, lehine sınır değişikliği yapılan kişi veya kişilere karşı yöneltilmelidir. Başka bir deyişle, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz maliklerine husumet yöneltilmelidir. O halde mahkemece; davacı tarafa, komşu parsel maliklerinin, varsa tescil harici taşınmazlar yönünde ise Hazine ve ilgili tüzel kişilerin davaya dahil edilmesi için olanak verilmeli; 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi uyarınca yöntemince taraf koşulu sağlandıktan sonra davanın esasına girilerek iddia ve savunmalar doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılıp sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.