Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/15026 E. 2014/11398 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15026
KARAR NO : 2014/11398
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : KÖRFEZ (SAPANCA) KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2012
NUMARASI : 2010/14-2012/30

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında …..Köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 6 parsel sayılı 34962.78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın tamamının eylemli orman haline dönüştüğü şerhi verilerek çalılık niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar O.., N.. ve A.. F.. ile A.. K.., M.. K.., K.. K.., taşınmazın farklı bölümlerinin kendilerinin kullanımında olduğunu belirterek adlarına zilyetlik şerhi verilmesi için ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacılar O.., N..ve A.. F..’nun davalarının kabulüne, fen bilirkişisinin 30.06.2011 tarihli rapor ve krokisinde (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerin çalılık olarak tespit edilen vasfının iptaline, bu bölümlerin tarla vasfında olduğunun ve (A) harfi ile gösterilen bölümün davacı O.. F..’nun, (B) harfi ile gösterilen bölümün davacı N.. F..’nun, (C) harfi ile gösterilen bölümün davacı A.. F..’nun kullanımında olduğunun tespitine, birleşen davaların reddine, fen bilirkişi krokisinde (D), (E) ve (F) harfleri ile gösterilen bölümlerin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, birleşen dosya davacıları A.. K.., M.. K.., K.. K.., Hazine vekili ve Orman Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bu taşınmaz bölümlerinin eylemli orman olduğunun anlaşılmış olmasına göre çekişmeli taşınmazın (D), (E) ve (F) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
(A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerinin kısmen meyve bahçesi, kısmen de mısır ve fasulye ekilerek lehlerine zilyetlik şerhi verilen davacıların kullanımında bulunduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; 10.11.2011 tarihli tek kişi tarafından düzenlenen orman bilirkişi raporunda taşınmazın %20-30 eğimli, yer yer çok az miktarda yeni meyve ağacı dikilmiş akasya, gürgen, ıhlamur, kayın ormanı görüntüsünde orman vasfında olduğu, çalılık vasfıyla tespitinin doğru olduğu bildirilmiş, 26.12.2011 tarihli aynı kişi tarafından düzenlenen ek bilirkişi raporunda ise (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerin 2004 ve 2009 yılı uydu fotoğraflarında bakımsız meyve bahçesi durumunda olduğu, keşif günü itibariyle de altı temiz, orman ağacı kökü toprağı ihtiva etmeyen bahçe durumunda olup, çalılık tespitinin hatalı olduğu ve tarla vasfı ile sınırlandırılması gerektiği açıklanmıştır. İlk raporda taşınmaz bölümlerinin orman vasfında olduğu ve yer yer çok az yeni dikilmiş meyve ağacının bulunduğu bildirilmesine karşın, ikinci raporda tam aksi beyanlarda bulunulmuş olup çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliği hususunda orman bilirkişinin iki raporu arasındaki çelişki giderilmemiş, zirai bilirkişiden ise hiç rapor alınmamış, çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümleri üzerinde zilyetliğin sürdürülüş biçimi yöntemince araştırılmamıştır. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, dava konusu taşınmazın tespit tarihi itibariyle stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf ve zilyetlik tanıkları, jeodezi ve fotogrametri uzmanı ile 3 kişilik ormancı ve zirai bilirkişi kurulu huzuruyla keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın temyize konu bölümlerinin kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, eylemli orman olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, 3 kişilik ormancı ve zirai bilirkişi kurulundan, önceki tarihli orman raporunda belirtilen hususların da irdelenmesi suretiyle taşınmazın temyize konu bölümlerinin toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden çekişmeli taşınmazı tespit tarihi itibariyle gösteren hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın niteliği ve kullanım durumu belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın hangi bölümünün kullanıldığı hususu tam olarak açıklığa kavuşturulmalı, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek çekişmeli taşınmaz bölümlerinin eylemli orman olduğunun saptanması halinde dava reddedilmelidir.
Temyize konu konu (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerin eylemli orman olmadığının tespit edilmesi halinde ise; Dairemizin geri çevirme kararı ile dosyaya getirtilen Kadastro Mahkemesi’nin 2003/4-11 Esas-Karar sayılı dosyasındaki bilgiler ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmalıdır. Dosyaya yansıyan tüm bilgi ve belgeler ışığında Kadastro Mahkemesi’nin 2003/4-11 Esas-Karar sayılı dosyasında bulunan krokiden 110 ada 6 parsel sayılı taşınmazın (A), (B) ve (C) ile gösterilen bölümlerinin 1982 yılında genel kadastro sırasında orman niteliği ile tespit dışı bırakılan 72 parsel sayılı taşınmazın kapsamında kaldığı değerlendirilmektedir. Orman niteliği ile tespit dışı bırakılan 72 parsel sayılı taşınmaza Kadastro Mahkemesi’nin 2003/4-11 Esas-Karar sayılı dosyasında dava dışı Y..F.. tarafından 1989 yılında adına tescil istemiyle dava açıldığı, yargılama sırasında 1993 yılında yapılan orman kadastro tutanaklarında taşınmazın itirazlı olduğu belirlemesine yer verildiği, aynı anda yapılan 2/B çalışmalarında ise taşınmazın orman sınırları dışına çıkarıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek 72 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki orman kadastrosunun iptali ile taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verildiği, ancak bu kararın 20. Hukuk Dairesi’nin 2003/3104-4371 Esas-Karar sayılı ilamı ile taşınmazın orman niteliğini yitirmediği, orman olduğu ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak 72 parsel sayılı taşınmazın orman olarak Hazine adına tesciline karar verildiği ve bu kararın 01.03.2004 tarihinde kesinleştiği, ancak 72 parselin orman olarak tapuya tescilinin sağlanmadığı anlaşılmaktadır. Tüm bu bilgiler birlikte değerlendirildiğinde 72 parsel sayılı taşınmazın 1993 yılında yapılan 2/B çalışmalarından sonra Kadastro Mahkemesi’nin 01.03.2004 tarihinde kesinleşen 2003/4-11 Esas-Karar sayılı ilamı ile hükmen orman olduğuna karar verilerek 2/B kapsamından çıkarıldığı, ancak 2010 yılında yapılan kullanım kadastrosunda dosyada mevcut krokiye göre 72 parsel sayılı taşınmazın, temyize konu 110 ada 6 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı, taşınmazın 2/B çalışması ile orman sınırları dışına çıkarma işleminin mahkeme kararı ile iptal edilerek taşınmazın orman olduğuna karar verilmiş olduğu, bu nedenle temyize konu taşınmaz bölümleri üzerinde yapılan kullanım kadastrosunun dayanağının bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.