Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/1431 E. 2014/3534 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1431
KARAR NO : 2014/3534
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : AĞRI KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2012/22-2013/128

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Yargıtay bozma ilamında özetle; “3402 sayılı Yasa’nın 36. maddesi gereğince keşif masraflarının yatırılması için davacı tarafa verilen kesin sürenin hukuki sonuç doğuracak nitelikte olmadığı” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 167 ada 84 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi mera olarak sınırlandırılmasına, özel siciline kaydına karar verilmiş; hüküm, davacı M. S. P. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, verilen süre içerisinde davacının keşif avansının yatırmadığı bu nedenle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmesi zaruridir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanık, teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları, tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan 27.8.2013 tarihli ara kararın da, 04.10.2013 tarihinde yapılmasına karar verilen keşif için; davacıya meşruhatlı davetiye tebliğine karar verildiği, tebligatın davacıya 23.9.2013 tarihinde tebliğ edildiği, masrafların yatırılması için tebliğden itibaren 10 günlük süre tanındığı, son günün ise keşiften bir gün öncesine denk geldiği görülmektedir. Davacı tarafından son gün masraflar yatırılmış olsa yerel bilirkişi ve tanıklara yapılacak davetiye tebliği için yeterli süre bulunmamaktadır. Yerel bilirkişi adayları, tanıklara yapılacak tebligatlar için yeterli süre bulunmadığından keşif ara kararı yasaya uygun bulunmamaktadır. Yasada öngörülen şekle uygun olmayan bir ara kararına dayanılarak davacının keşif deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayıldığına karar verilemez. Mahkemece bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
31.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.